İstanbul’da, gelişmiş teknolojik altyapısıyla donatılmış, günde 180 hastaya hizmet verebilecek yeni nesil bir diyaliz merkezi faaliyete geçti.
Açılışta konuşma yapan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, kuruluşların 40 yıllık geçmişini vurgulayarak, “Bu süre içinde büyük hizmetler sunduk ve birçok önemli projeye imza attık. Şu ana kadar elde ettiğimiz başarılar bizi güçlü bir marka haline getirdi. 600 metrekarelik alanda, 60 cihaz kapasitesine sahip bu diyaliz merkezi, kesintisiz hizmet sağlayan yedek su tankları ile donatılmış durumda ve Türkiye’nin yanı sıra Avrupa genelinde de eşi benzeri yok. Diyaliz tedavisinde en iyi standartları sunmaya devam edeceğiz. Bizim asıl önceliğimiz, Sağlık Bakanlığı’nın da ifade ettiği gibi koruyucu hekimlik. Uzun yıllardır, tüm çalışmalarımızda koruyucu hekimliği benimsiyoruz. Böbrek yetmezliğine yol açan etkenlere yönelik stratejiler geliştirmekteyiz. Ancak şeker konusunda yeterince başarılı olamadık. Tuz konusunda bir düzeye ulaşarak başarının yanındayız ama şeker alanında daha gidilecek uzun bir yol var. Şeker, bağımlılık ve hastalık demektir. Mesele sineklerle uğraşmak değil, bataklığı kurutmak yani koruyucu hekimlik. Anaokul öncesi, anaokulu, ilkokul ve ebeveyn eğitimlerimiz sürmekte, sosyal medya aracılığıyla da farkındalık artırıcı çalışmalar yapıyoruz” diye belirtti.
Erk, “Bir diyaliz hastasının ilaçları da dahil yıllık ortalama masrafı 24 bin doları buluyor. Zamanında idrar ve ardından gelen kan tahlilleri ile kreatinin ölçümünün yapılmaması halinde durumsal bir artış söz konusu olabiliyor. Bu yüzden koruyucu hekimlik hayati önem taşıyor. Bu aşamalara ulaşmadan önce beslenme konusuna dikkat ederek, koruyucu önlemleri alırsak diyaliz makinesine bağımlı bir yaşam sürmek zorunda kalmayız” şeklinde konuştu.