Klinik Psikolog Fulda Koyun Karaçiçek, hava koşullarındaki ani değişikliklerin, özellikle güneşli bir günün ardından başlayan yağışlı havaların psikolojik etkilere yol açabileceğini vurguladı. Karaçiçek, “Beyindeki serotonin seviyeleri bu tip dalgalanmalarla değişebilir. Bu durum motivasyon eksikliklerine, huzursuzluk hissine ve hafif depresyon belirtilerine neden olabilir” şeklinde konuştu.
Özel Medline Adana Hastanesi’nde çalışan Klinik Psikolog Karaçiçek, hava düzenindeki bozulmaların ve sıcaklık değişikliklerinin psikoloji üzerindeki etkilerini anlattı. Güneşli bir günden sonra kapalı ve yağmurlu bir havanın gelmesinin, serotonin seviyelerindeki dalgalanmalara yol açabileceğini aktaran Karaçiçek, bunun da motivasyon kaybı, huzursuzluk ve hafif depresyon belirtileri ile sonuçlanabileceğini belirtti. Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde yaşanan hava değişimlerinin mevcut depresyonları tetikleyebileceğinin altını çizen Karaçiçek, “Güneş ışığının azalması, biyolojik sağlığımıza zarar vererek ruh halimizi olumsuz etkileyebilir. Ani hava değişiklikleri ayrıca kaygı seviyelerinde de artışa yol açabilir. Bazı çalışmalarda, barometrik basınçtaki değişimlerin migren ve panik atakları tetikleyebileceği gösterilmiştir” dedi.
Havanın sürekli değişen yapısının vücudun biyolojik ritmini olumsuz etkilediğine ve insanların bu durumdan zorlandığına dikkat çeken Karaçiçek, “Genel bir yorgunluk, isteksizlik ve konsantrasyon problemleri, öfke gibi hisleri de beraberinde getiriyor. Özellikle güneşli bir günün ardından gelen yağmur, enerjik bireylerin bile sosyal yaşamında kısıtlamalara neden olabiliyor. İstek kaybı, sosyal etkinliklere katılımı zorlaştırırken, bu durum bireylerin kaygılı hissetmesine ve psikolojik düşüş yaşamalarına yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Bu gibi durumlarla başa çıkmanın yollarını da paylaşan Karaçiçek, şunları önerdi: “Güneşli havalardan en iyi şekilde faydalanmalıyız. Güneş ışığı, serotonin seviyemizi artırarak ruh halimizi olumlu yönde etkiler. Her gün en az 30 dakika yürüyüş yapmalıyız; yürüyüş, endorfin salgılayarak mutluluk verir. Hava kötü olduğunda, evde pilates, yoga veya egzersiz yapmak iyi bir seçenek olabilir. Uyku düzenimize dikkat etmeli, her gün aynı saatte yatıp kalkmalıyız; bu, biyolojik ritmimizi korumaya yardımcı olur. Uyumadan önce ekranlardan uzak durmalıyız. Ayrıca, sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı geliştirilmesi, hava değişimlerinin üzerimizdeki olumsuz etkilerini en aza indirebilir. Hobilerle ilgilenmek, film izlemek, müzik dinlemek ya da kitap okumak gibi aktiviteler ruh halimizi iyileştirir. Günümüzü planlayarak belirsizlikleri azaltmak, psikolojik dengenizi korumaya yardımcı olabilir. Son olarak, hava koşulları ne olursa olsun sevdiklerimizle iletişimde kalmak, duygusal desteğimizi artırır ve kendimizi daha iyi hissettirir.”