Hareketsizlik Topuk Dikeni Vakalarını Artırıyor: Uzmanlardan Önemli Uyarılar

Modern yaşamın getirdiği hareketsizlik, topuk dikeni vakalarını artırıyor. Dr. Özer Erzurumluoğlu, uzun süre ayakta kalan, aşırı kilolu ve uygun ayakkabı giymeyen bireylerin risk altında olduğunu belirtiyor. Tedavi yöntemleri arasında dinlenme, fizik tedavi ve ortopedik tabanlık kullanımı öne çıkıyor.

Modern yaşamın getirdiği hareketsizlik, topuk dikeni vakalarını artırıyor. Dr. Özer

Modern Hayatın Ayak Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Günümüzdeki modern yaşam alışkanlıkları ve hareketsizlik, ayak sağlığını tehdit eden sorunlardan biri olan topuk dikeninin yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Uzmanlar, bu rahatsızlığın özellikle uzun süre ayakta kalan çalışanlar, fazla kilolu bireyler ve uygun olmayan ayakkabılar giyen kişiler arasında arttığını vurgulamaktadır.

Topuk Dikeninin Tanımı ve Belirtileri

Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde görevli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Özer Erzurumluoğlu, topuk dikeni hakkında şunları ifade etti: “Topuk dikeni, ayak tabanındaki bağ dokusunun topuk kemiğine bağlı olduğu yerde kalsiyum birikimi sonucu oluşan bir kemik çıkıntısıdır. Genellikle sabah uyanıldığında atılan ilk adımda hissedilen keskin bir ağrı ile kendini gösterir ve sıklıkla ‘plantarfasiit’ adı verilen bağ dokusunun iltihaplanmasıyla ilişkilidir; kişi sabahları ilk adımlarında topuğunda yoğun bir acı hisseder.”

Kimler Topuk Dikeni Riski Altında?

Dr. Erzurumluoğlu, topuk dikeni oluşumuna katkıda bulunan risk faktörlerini aşağıdaki gibi sıraladı:
– Uzun süre ayakta kalmaya zorunlu meslek grupları (örneğin; öğretmenler, hemşireler, garsonlar)
– Aşırı kilolu olan bireyler (obezite)
– Düz taban ya da aşırı kavisli ayak yapısı
– Uygun olmayan, destekleyici özelliği olmayan ayakkabılar kullanımı
– 40 yaş ve üzeri bireyler

Topuk Dikeninin Tedavi Yöntemleri

Topuk dikeni tedavisinde, Dr. Erzurumluoğlu, ilk olarak cerrahi olmayan yöntemlerin tercih edildiğini belirtti. Şunları ekledi: “Dinlenme, soğuk uygulama, fizik tedavi ile egzersiz programları, ortopedik tabanlık kullanımı ve gerekirse kortizon enjeksiyonları ile tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Uzun süreli ve dirençli vakalarda, şok dalga tedavisi (ESWT) ya da nadiren cerrahinin gerekliliği durumu söz konusu olabilmektedir.”

Dr. Erzurumluoğlu ayrıca, topuk dikeninin büyük ölçüde önlenebilir bir durum olduğunu belirterek, “Ayakkabı seçiminde ortopedik özelliklere dikkat etmek, ideal kiloda kalmak ve düzenli esneme egzersizleri yapmak, bu rahatsızlık riskini önemli ölçüde azaltır. Belirtiler başladığında vakit kaybetmeden bir uzman yardımı almak, hastalığın ilerlemesini önlemekte faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.