**Hanau’daki Irkçı Saldırının Mağdurlarından Anayasa Mahkemesi’ne Başvuru**
Almanya’nın Hanau şehrinde 19 Şubat 2020’de meydana gelen ve 4’ü Türk kökenli olmak üzere 9 göçmen kökenli kişinin hayatını kaybettiği ırkçı saldırının etkileri, üzerinden geçen 5 buçuk yıla rağmen hala hissediliyor. Olayla ilgili yeterli soruşturma yapılmadığını iddia eden mağdur ailelerden biri, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak sürecin yeniden değerlendirilmesini talep etti.
**Kovuşturmada Yetersizlik Eleştirisi**
Hanau’daki saldırıda katledilen Hamza Kurtoviç’in yakınları, yürütülen soruşturmanın eksik kaldığı ve yetkililerin sorumluluklarının yeterince araştırılmadığı gerekçesiyle anayasa ihlali şikayetinde bulundu. Aile, olay sonrası yapılan kovuşturma içerisinde, saldırının yaşandığı yerlerden biri olan Arena Bar’ın sahibinin ihmallerinin ihmal edildiğini savunuyor. Kurtoviç ailesine göre, saldırı sırasında çocukları Hamza ve diğer mağdurların arka kapıdan kaçma şansı vardı; ancak bu kapının kapalı olduğu, tanık ifadeleriyle de doğrulanıyor.
Polisin, saldırıdan önce caddede yapılan kimlik kontrollerinde işletmenin arka kapısının açık olmasını talep ettiğini belirten aile, kapının kilitli olması durumunda yaşanan can kaybının önlenebileceğine işaret etti. Ailenin, olaya tanıklık edenlerin ifadeleri ile polisin kapının kapalı olmasına dair görüşleri arasındaki çelişkiye de dikkat çektiği ifade ediliyor.
**Anayasa Mahkemesi’nden Beklentiler**
Kurtoviç ailesi, başvurularında Anayasa Mahkemesi’nden, Hanau’daki saldırıya dair bir ceza davasının açılmasını ve derinlemesine bir soruşturma yapılmasını rica ediyor.
**Irkçı Saldırının Bilançosu**
19 Şubat 2020 tarihinde Hanau’da, Tobias Rathjen tarafından gerçekleştirilen ırkçı terör saldırısında 9 göçmen kökenli insan hayatını kaybetmişti. Özel harekat timinin olay sonrası gerçekleştirdiği operasyonda, saldırgan Rathjen ve 72 yaşındaki annesi evlerinde ölü bulunmuştu. Federal Savcılık, 2021 yılında olayla ilgili takipsizlik kararı vermişti. Çeşitli açıklamalarda bulunarak, saldırıya dair yeterli delil bulunamadığını ifade eden Federal Savcılık, dönemin Başbakanı Angela Merkel’in de “Irkçılık zehirdir” şeklindeki ifadelerini gündeme getirmiştir.
Bu gelişmeler ışığında, Hanau’daki saldırı ve sonrası için vicdanlı bir çözüm arayışı sürerken, ailelerinin yaşadığı derin acı ve adalet arayışları devam ediyor.


