Antalya’da Kalp Nakli ile Hayata Tutunan Hamide Akman’ın Öyküsü
1994 yılında anne olduktan sonra kalp yetmezliği tanısı alan Hamide Akman, 1998 yazında 24 yaşındaki bir donörden alınan kalple hayatına yeni bir yön verdi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin ilk kalp nakli hastası unvanını taşıyan Akman, “Ölümle burun buruna geldim, ama şimdi 28 yıldır harika bir yaşam sürüyorum,” şeklinde duygularını dile getirdi. Prof. Dr. Ömer Bayezid ise, “Organ bağışı, bir yaşam bağışıdır ve maddi değerlerle ölçülemez,” bilgisini paylaştı.
Hastalıkla Sınanan Bir Hayat
Hamide Akman’ın hayatında 1994 yılında başlayan zorlu dönem, hamileliğinin hemen sonrasında kalp yetmezliği teşhisi ile daha da derinleşti. Doğum sonrası yaşadığı halsizlik ve kilo kaybı, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne başvurmasına sebep oldu. Yapılan testler neticesinde Akman’a kalp yetmezliği teşhisi konuldu ve ardından kalp nakli listesine alındı.
Uygun Donörle Yeni Bir Başlangıç
1998 yılında, beyin ölümü gerçekleşen bir kadından alınan kalp, Prof. Dr. Ömer Bayezid ve ekibi tarafından Akman’a nakledildi. O günleri anımsayan Akman, “Kendimi çok kötü hissediyordum. Ameliyata 43 kilo ile girdim. Ancak bu nakil sayesinde hayata yeniden tutundum,” diyerek hissettiklerini paylaştı.
Aileyle Geçen Mutlu Yıllar
Nakil sonrası yaşamında büyük değişimlerin olduğunu vurgulayan Akman, “Çocuğum o zamanlar çok küçüktü. Şimdi evlendi ve torunlarım benim en büyük destek kaynağım. Bir hafta içinde donör buldum ve her şey değişti,” dedi. Ayrıca hastalığı süresince destek veren eşine de minnettarlığını dile getirdi. Akman, “Doktorlarım bana sürekli moral vererek aydınlık bir yol sundular,” diye ekledi.
Organ Bağışının Önemi
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ömer Bayezid, Hamide’nin durumunun organ bağışının önemini vurguladığını belirtti. “Hamide, kalp yetmezliği hastalarında yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da bir umut kaynağı oldu,” dedi. Bayezid, Türkiye’de yaklaşık 1,540 kişinin kalp nakli beklediğini ve bunların 370’inin Akdeniz Üniversitesi’nde takip altında olduğunu belirtti.
Toplum Bilincinin Artması Gerekiyor
Organ bağışına dair farkındalığın arttırılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Bayezid, “Beyin ölümü kavramı konusunda toplumu bilinçlendirmeliyiz. Çünkü bu durum geri döndürülemez,” şeklinde ifadelerde bulundu. Ayrıca, kalp naklinin diğer organlara göre daha karmaşık bir süreç olduğunu hatırlatarak, çok az sayıda kalp naklinin gerçekleştirilebildiğini de sözlerine ekledi.
Modern Kalp Naklinin Türkiye’deki Yolu
Prof. Dr. Ömer Bayezid, Türkiye’de kalp nakli tarihine atıfta bulunarak, “1988 yılında İngiltere’deki eğitimden döndükten sonra, modern kalp nakli alanında önemli adımlar attık. İlk başarılı kalp naklimizi gerçekleştirdik ve bugün en uzun yaşayan hastamız Hamide Akman,” ifadelerini kullandı.
Hamide Akman’ın hikayesi, organ bağışının yalnızca hayatta kalmak değil, aynı zamanda kaliteli bir yaşam sürmek için de ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
ANTALYA’DA 1994 YILINDA ANNE OLDUKTAN KISA SÜRE SONRA KALP YETMEZLİĞİ TANISI ALAN HAMİDE AKMAN, 1998 YAZINDA 24 YAŞINDAKİ BİR DONÖRDEN ALINAN KALBİN NAKLEDİLMESİYLE YENİDEN HAYATA TUTUNDU.
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NİN İLK KALP NAKİLLİ HASTASI OLARAK 28’İNCİ YILINA GİREN AKMAN, “HERKES DEDİ Kİ SEN ÖLÜME GİDİYORSUN İYİ Kİ DE NAKİL OLMUŞUM. İYİ Kİ DE ŞANSIMI DENEMİŞİM. 28 YILDIR ÇOK GÜZEL BİR HAYAT YAŞIYORUM” DEDİ. PROF. DR. ÖMER BAYEZİD İSE “ORGAN BAĞIŞI BİR HAYAT BAĞIŞIDIR. BİLİNEN MADDİ DEĞERLERLE BEDELİ ÖLÇÜLEMEZ” İFADELERİNİ KULLANDI.
ANTALYA’DA 1994 YILINDA ANNE OLDUKTAN KISA SÜRE SONRA KALP YETMEZLİĞİ TANISI ALAN HAMİDE AKMAN, 1998 YAZINDA 24 YAŞINDAKİ BİR DONÖRDEN ALINAN KALBİN NAKLEDİLMESİYLE YENİDEN HAYATA TUTUNDU.
ÖMER BAYEZİD