Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Bekir Tunca, 5 Mayıs El Hijyeni Günü vesilesiyle önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Tunca, el hijyeninin yalnızca görünür kirleri temizlemekle kalmayıp, aynı zamanda zararlı mikropları da ortadan kaldırmak amacıyla yapılan hijyen uygulamalarının tamamını kapsadığını belirtti. “Ellerimiz, günlük yaşamda en çok temas edilen uzuvlardır ve enfeksiyonlar genellikle bu temas aracılığıyla yayılır. El hijyeninin doğru bir şekilde uygulanması, solunum yolu enfeksiyonları, ishal ve hepatit A gibi hastalıkların bulaşmasını önlemek açısından hem bireysel hem de toplumsal sağlık için hayati öneme sahiptir. Örneğin, grip virüsü taşıyan bir kişi hapşırdığında mikroplarını eline geçirebilir ve bu da diğer insanlara tokalaşma veya ortak eşyalarla virüsü bulaştırmasına neden olabilir. El yıkama, bu bulaşma zincirini kırmada kritik bir rol oynar,” dedi.
Dr. Tunca, el hijyenini sağlamak için uyulması gereken adımları şu şekilde sıraladı: “Ellerimizi yemeklerden önce ve sonra, tuvaleti kullandıktan sonra, öksürme veya hapşırma sonrası, kalabalık ortamlardan çıktıktan sonra, hasta birine bakma sonrasında ve evcil hayvanlarla temas ettikten sonra mutlaka yıkamalıyız.” Ayrıca, doğru el yıkama tekniği hakkında da bilgiler vererek, “Ellerimizi yıkarken elin çeşitli bölgelerini, özellikle el sırtı, parmak araları ve tırnak uçlarını ihmal etmemeliyiz. En az 20 saniye süreyle sabun ve suyla ovalama yapılmalıdır,” şeklinde konuştu.
Sabunla el yıkamanın, dezenfektanlara göre daha etkili olduğunu vurgulayan Tunca, “Eller görünür durumda kirliyse, sabun ve su tercih edilmelidir. Dezenfektanlar, yalnızca suya erişim olmadığı durumlarda kullanılmalıdır, çünkü sabun, hem mekanik hem de kimyasal temizlik sağlayarak daha geniş bir koruma sunmaktadır,” ifadelerini kullandı.
Dr. Tunca, el dezenfektanlarının pratiklik açısından tercih edilebileceğini ancak sık kullanımlarının, ciltte kuruluk ve tahrişe yol açabileceğini belirtti. Son olarak, 5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü’nün bu konuya dikkat çekmek için bir fırsat olduğuna dikkat çekerek, “Unutmayalım ki, basit bir el yıkama alışkanlığı, bireysel sağlıktan küresel salgınların önlenmesine kadar birçok alanda hayati önem taşır. Bu alışkanlığı çocuklarımıza da öğretirsek sağlıklı nesiller yetiştirmeye yardımcı oluruz. El hijyeni, sadece kişisel bir alışkanlık değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur,” diyerek sözlerini tamamladı.