Ekrem İmamoğlu’nun Suç Örgütü İddianamesi Detayları Açığa Çıkıyor
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianame, kurduğu suç örgütü ile ilgili yolsuzluk suçlamalarına dair çarpıcı bilgileri ortaya koymaya devam ediyor. İddianamede, suç örgütünün en büyük gelir kaynağının ‘hafriyat döküm alanları’ olduğu ifade ediliyor.
İddianamede Suç Örgütünün Gelir Kaynakları
Belirtilen iddianameye göre, 2021 ve 2025 yılları arasında gerçekleştirilen hafriyat döküm eylemleri kapsamında, bu alanların mevzuat dışına çıkarılarak örgütlü bir biçimde kontrol altına alındığı iddia ediliyor. Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, belediyede görev yapan bazı bürokratlar ve iştirak yöneticileri, bu yapı içinde önemli rol oynuyor. Örgütle bağlantılı olarak anılan Fatih Keleş ve Murat Gülibrahimoğlu, kamu kaynaklarının kişisel ve siyasi menfaatler doğrultusunda kullanılmasıyla ilgili suçlamaların hedefindeki isimler arasında yer alıyor.
Kaçak Döküm Faaliyetlerinin Yürütülmesi
İstanbul’un çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen döküm faaliyetlerinin İBB iştiraki olan İSTAÇ ve İSFALT üzerinden yürütülmesine rağmen, bu alanların yönetiminin tamamen Murat Gülibrahimoğlu’nun kontrolündeki şirketlere bırakıldığı ifade ediliyor. Özellikle Güney Cebeci, Kemerburgaz, Göktürk ve Başakşehir bölgelerinde yapılan kaçak döküm faaliyetlerinin, yasal izin ve denetim süreçlerinin göz ardı edilerek gerçekleştirildiği belirtiliyor. Elde edilen gelirlerin, İBB hesaplarına aktarılmak yerine, ‘SİSTEM’ adı verilen örgüt yapılanmasına yönlendirildiği ortaya konuyor.
Cebeci Maden Bölgesinde Büyük Suç Geliri
Cebeci Maden bölgesinde gerçekleştirilen kaçak döküm faaliyetlerinden elde edilen suç gelirinin miktarı da dikkat çekiyor. İddianamede, bu alandan yaklaşık 30 milyar liradan fazla gelir elde edildiği kaydediliyor. Murat Gülibrahimoğlu’nun, örgütün diğer suç eylemleri ile elde ettiği 4 milyar lira kaynağı belirsiz gelirin kendi hesaplarına girdiği belirtildi. Ayrıca örgütün, yalnızca ekonomik kazanç elde etmekle kalmayıp, kamu otoritesini manipüle ederek alternatif karar mekanizmaları oluşturma ve soruşturma süreçlerini engelleme amacıyla hareket ettiği vurgulanıyor.
Örgüt üyeleri arasında yer alan Hakan Karanis ve Hüseyin Köksal gibi şüphelilerin, 2019 yılında bu yapıya dahil oldukları ve Murat Gülibrahimoğlu’nun, bürokratik ilişkilerini kullanarak örgüt içindeki pozisyonunu güçlendirmeye çalıştığı ifade ediliyor.


