Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Doç. Dr. Emre Salabaş: “Prostat Kanseri İleri Evre Vakalarında Artış Endişe Verici”

    Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Salabaş, prostat kanseri vakalarının son 10 yılda belirgin bir artış gösterdiğini vurguladı. Her 8 erkekten birinin bu hastalıkla karşılaşabileceğini belirten Salabaş, erken tanının önemine dikkat çekti. Hareketsiz yaşamın risk oluşturduğunu vurgulayarak, düzenli egzersizin sağlık üzerindeki olumlu etkilerine de değindi.

    Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Salabaş,

    Prostat Kanseri Vakalarında Çarpıcı Artış

    Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Emre Salabaş, son on yıl içerisinde prostat kanserinin ileri evre vakalarında kayda değer bir artış olduğunu ifade ederek önemli bir uyarıda bulundu. Dr. Salabaş, “Prostat kanseri sadece yaşlı bireylerde görünmüyor; her yaş grubunda ortaya çıkma riski mevcut. Ancak, yaş ilerledikçe riskin arttığını unutmamak gerekir. Günümüzde her 8 erkekten biri, yaşamı boyunca prostat kanseriyle karşılaşma riski taşımakta. Eski ABD Başkanı Joe Biden’ın 72 yaşında kanser taraması yaptırmayı bırakmasının ardından 82 yaşında ileri evre prostat kanserine yakalanması, tarama faaliyetlerinin ehemmiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor.” dedi.

    Dünya Genelinde Prostat Kanseri İstatistikleri

    Doç. Dr. Salabaş, yıllık olarak dünya genelinde 1,5 milyon erkeğe prostat kanseri tanısı konulduğunu ve bu hastalıktan dolayı 375 bin erkeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Kendisi, “Erkeklerde en sık teşhis edilen kanser türü olan prostat kanseri, akciğer kanserinin ardından kanser kaynaklı ölümler arasında ikinci sırayı alıyor. Erken tanı ve kanda düzenli olarak yapılan PSA testleri, 1990’lardan bu yana prostat kanserine bağlı ölüm oranlarını azaltmıştır.” şeklinde konuştu.

    Prostat Kanseri Farkındalık Günü

    Doç. Dr. Salabaş, “15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü” dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Amerikan Kanser Derneği’nin yeni bir raporundan alıntı yapan Salabaş, “2014 yılına kadar prostat kanseri vakalarının görülme oranında yıllık olarak yüzde 6’lık bir düşüş gözlemlenirken, 2014-2021 yılları arasında bu durum yıllık yüzde 3’lük bir artış ile değişti. İleri evredeki vakalarda ise en belirgin artışın yaşandığı tespit edildi.” ifadelerine yer verdi.

    Erken Teşhis ve Hareketsizliğin Tehlikesi

    Doç. Dr. Salabaş, hastalığın her yaş grubunda görülebileceğini ancak riskin yaşla birlikte arttığını yineleyerek, “Bugün her 8 erkekten biri prostat kanseri riski taşıyor. Erken teşhis sayesinde ölüm oranları azalmasına rağmen, ileri evre prostat kanseri vakaları halen ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.” diye ekledi. Salabaş, kanser tarama programlarının varlığına rağmen, ileri evre vakaların artışının kaygı verici olduğunu vurgulayarak özelleşmiş tarama ve tedavi süreçlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

    Bununla birlikte, prostat kanserine yönelik risk faktörleri arasında ailesel geçmişin ve genetik yapının büyük rol oynadığını belirten Dr. Salabaş, erken evrede yakalanan hastalarda 15 yıllık sağ kalım oranlarının yüzde 97 seviyelerinde olduğunu sözlerine ekledi.

    Doç. Dr. Emre Salabaş, idrarda zayıf akış, gece sık idrara çıkma ve idrarda kan muayene gibi prostat kanseri ile ilgili önemli belirtileri sıralayarak sağlıklı bireylerde dahi sağlık kontrolleri yapılmadan prostat kanserinin tespit edilebileceği konusunda uyarıda bulundu. İleri evre prostat kanseri tedavisi gören bireylerin üçte birinin hareketsiz yaşam sürdüğünü ifade eden Salabaş, sadece sekizde birinin yeteri kadar fiziksel aktivite yaptığını aktardı.

    Salabaş, fiziksel aktivitenin kanser üzerindeki olumlu etkilerini vurgularken, “Araştırmalar, egzersizin hormon tedavisi alan bireylerde yaşam kalitesini artırabileceğini, yorgunluk hissini azaltabileceğini ve genel sağlık üzerinde pozitif etkiler yaratabileceğini göstermektedir.” sözlerini de ekledi.