Nöbetçi Eczaneler
Eskişehir Türk Ocağı, eğitimci ve akademisyen Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu’nu ağırladı. “Bir Zamanlar Dobruca” isimli konuşmasıyla ilgili katılımcılardan büyük ilgi gördü.
Konuşmasında, Bezikoğlu, Kırım Tatarları’nın yaşama koşullarını ele alarak, “Yüzyıllar boyunca Kırım’dan çok sayıda Kırım Tatarı, diaspora olarak adlandırdığımız bölgelerde yaşamaktadır. Ancak, akademik araştırmalar genellikle Kırım’daki ve Kırım dışına zorla sürgün edilen topluluklara odaklanmaktadır. Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Amerika ve diğer yerlere yayılmış bu Tatarların tarihi ve güncel problemleri, çoğu zaman incelenmeye değer bulunmamaktadır. Dobruca’daki Tatarlar üzerine kayda değer eserler arasında Müstecip Ülküsal’ın ‘Dobruca ve Türkler’ ile Metin Ömer’in ‘İki Dünya Savaşı Arasında Romanya’daki Türk Tatar Toplumu ve Türkiye’ye Göçler’ kitabı öne çıkmaktadır. Kırım Tatarları, yurtlarından ayrıldıktan sonra da hayatlarına devam etmiş, yeni kültürlere uyum sağlamış ve yeni hikayelere imza atmışlardır. Ayrıca, kendi çevrelerine uygun yeni siyasi hareketler de geliştirmiş ve bu hareketler, Kırım’daki bağımsızlık mücadelesine destek olmuştur. Diasporadaki etkinlik, bir yönüyle Rus sömürgeciliğine karşı gerçekleştirilen direniş anlamına gelmektedir. Kırım Tatar Milli Hareket Teşkilatı, sürgün koşullarında dahi varlığını sürdürmüştür. Bu konular, hem benim kişisel araştırma ilgimi hem de akademik çalışmalarımı derinden etkiliyor. Kırım’dan ziyade Dobruca ile büyümüş olmam, benim için önemli bir deneyim. Anneannem, II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’ye göç etmeden önce Dobruca’nın Çalmarcı köyünde yaşamıştı. Saha araştırmalarım sırasında orada aile bağlantılarımı keşfedip, soy ağacımı oluşturdum. Bu süreçte bana kapılarını açan akrabalarıma teşekkür ediyorum. Her Romanya ziyaretimiz, oradaki insanlara önemli bir destek sunar; biz onları hiç unutmamalıyız,” ifadelerini kullandı.
Toplantı, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla devam etti ve program, Prof. Dr. Mehmet Topal’ın Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu’na takdim ettiği şükran beratı ile sona erdi.