DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli Diş Hekimi Jale Demir, diş beyazlatma uygulamaları hakkında yanlış bilgilere dikkat çekerek önemli bilgiler paylaştı.
Uzun yıllar boyunca sigara içen ve önceki dönemlerde diş beyazlatma işlemi yaptırmamış bir hastayla ilgili tedavi sürecinden bahseden Dr. Jale Demir, diş beyazlatma isteğinin, sigarayı bırakma motivasyonuyla bağlantılı olduğunu belirtti. Diş beyazlatmanın yalnızca estetik bir işlem değil, aynı zamanda tedavi süreci olarak ele alınması gerektiğine vurgu yaptı. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımına dikkat çeken Demir, sağlıklı bir gülüş için estetik unsurların yanı sıra beyaz dişlerin de önem taşıdığını dile getirdi. Dişlerin farklı renk ve tonlarda olabileceği bilgisini paylaşan Demir, zamanla çeşitli faktörler yüzünden diş renginin değişebileceğini ifade etti.
Diş beyazlatma işlemlerinde en sık tercih edilen yöntemlerin başında ofis tipi beyazlatmanın geldiğini belirten Diş Hekimi Jale Demir, bu yöntemin klinik ortamda yüksek konsantrasyonlu beyazlatıcı jellerin kullanılması ve özel ışık sistemleriyle aktive edilmesi yoluyla uygulandığını aktardı. Özellikle bir seansla belirgin sonuçlar alındığı için hız isteyen hastalar arasında popüler olduğuna dikkat çekti. Dişlerin renk değişiminde hem dışsal hem de içsel etmenlerin etkili olduğunu açıklayan Demir, çevresel faktörlerin yanı sıra genetik durumların da önemli rol oynadığını kaydetti.
Diş beyazlatma işlemi için ayrıca ev tipi uygulamaların da kullanıldığını ifade eden Demir, hastaların bu yöntemi uygulayarak tedavilerini evde sürdürebildiklerini belirtti. Ancak bu yöntemin genellikle daha uzun süreç gerektirdiğini vurguladı. Kombine uygulamaların ise daha iyi sonuçlar sağladığını aktardı.
Diş beyazlatmanın kalıcılığının, uygulanan yönteme ve bireyin alışkanlıklarına bağlı olarak değişebileceğini belirten Jale Demir, beyazlığın tipik olarak 6 ay ile 2 yıl arasında korunduğunu söyledi. Ancak birçok etkenin kalıcılığı olumsuz etkileyebileceğini de ekledi. Beyazlatma sonrası dönemde hastaların dikkat etmesi gerekenlere, özellikle ilk 48 saat içerisinde renklenmeye yol açabilecek gıdalardan kaçınmanın önemine vurgu yaptı. Beyaz diyet uygulamalarının faydalı olduğunu aktardı.
Diş beyazlatma sonrası hassasiyet yaşanmasının normal olduğunu dile getiren Demir, bu hassasiyetin çoğunlukla birkaç gün içinde geçeceğini ifade etti. Diş hekimlerinin, böyle durumlarda kullanılması gereken ürünler hakkında yönlendirmelerde bulunabileceğini belirtti.
Beyazlatma işlemlerinin herkes için uygun olmadığını belirten Demir, hamile ve emziren kadınlar ile 16 yaş altı gençlerin bu uygulamalardan uzak durması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, ağız içinde büyük restorasyon çalışmaları bulunanlar için detaylı bir planlama yapılmasının zorunlu olduğunu aktardı.
Diş renginin büyük oranda genetik olduğunu ve beyazlatma işleminin her bireyde aynı sonucu vermediğini belirten Jale Demir, dişlerin doğal rengine göre beyazlatmanın etkisinin değişebileceğini de ifade etti. Hamile ya da emzirme dönemindeki kadınlar için beyazlatma işlemlerinin önerilmeyeceğini belirterek doğru ve fazla uygulanmayan işlemlerin zarar vermeyeceğini de sözlerine ekledi.
Diş beyazlatma sonrasında tekrar renklenme yaşanabileceğine dikkat çeken Demir, bu durumda küçük destekleyici seanslar yapılabileceğini ifade etti ve diş beyazlatmanın, estetik diş hekimliğinin önemli bir parçası olduğunu dile getirdi.