Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Demir Eksikliği Anemisi, Türkiye’de Sağlık Sorunu Olarak Öne Çıkıyor

Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, 51. Ulusal Hematoloji Kongresi’nde demir eksikliği anemisinin, toplumun dörtte birini etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti. Çocuklar, kadınlar ve yaşlıların özellikle risk gruplarında yer aldığını vurguladı. Cangül, demir eksikliğiyle ilgili önleyici programların önemini de vurguladı.

Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül,

Demir Eksikliği Anemisi: Tehlikeleri ve Önemi

Türk Hematoloji Derneği’nin 51. Ulusal Hematoloji Kongresi’nde, Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, demir eksikliği anemisi konusunu ele aldı. Cangül, demir eksikliğinin toplum sağlığı açısından ciddi bir sorun olduğunu vurgulayarak, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, demir eksikliği dünya genelindeki nüfusun yüzde 25’ini etkiliyor.” ifadelerini kullandı.

Kongrenin Detayları

Gerçekleştirilen kongre, 28 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Etkinlikte, Prof. Dr. Cangül, demir eksikliği anemisinin özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar arasında yaygın bir sağlık problemi olduğunu belirtti. Cangül, demir eksikliğinin en fazla zarar verdiği grupları şu şekilde sıraladı: “Çocukluk dönemi, özellikle süt çocukluğu ve ergenlik döneminde, yaşlı bireyler, kadınlar, adet kanamaları ve gebelik dönemleri.” Bu dönemlerin her biri demir eksikliği için risk faktörleri taşıyor. Gebe kadınlarda demir eksikliği oranı yüzde 40 iken, doğurgan dönemde olup da gebe olmayan kadınlarda bu oran yüzde 30’dur. Aynı zamanda okul öncesi çocukların yarısında demir eksikliği görülmektedir.

Öğrenme Üzerinde Olumsuz Etkiler

Prof. Dr. Cangül, demir eksikliğinin yalnızca kansızlık oluşturmakla kalmadığını, aynı zamanda öğrenme ve bilişsel işlevlere de olumsuz tesir ettiğini belirtti. “Demir eksikliği, öğrenmenin gecikmesine, konsantrasyonun zorlaşmasına, kelime dağarcığının daralmasına ve cümle kurma zorluğuna neden olur; sonuç olarak okul başarısında düşüş meydana gelir.” dedi. Ayrıca demir eksikliğinin çocuklarda sık enfeksiyon geçirme, fiziksel gelişim geriliği, ağız köşelerinde yaralar ve ilerleyen vakalarda kalp yetmezliği gibi tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Önleyici Sağlık Programları

Türkiye’de demir eksikliğini azaltmak adına çeşitli programların uygulandığını aktaran Cangül, “2004 yılından bu yana ‘Demir Gibi Türkiye Projesi’ ile aile hekimleri, doğumu gerçekleştiren bebeklere belirli dönemlerde demir takviyesi yapmaktadır.” şeklinde bilgi verdi. Gebelik sürecinde uygulanan bu profilaksinin, erken doğum riskini azalttığını ve yenidoğanların sağlığını olumlu yönde etkilediğini belirten Cangül, “Demir eksikliği olmayan bir kadın, sağlıklı bir gebelik süreci geçirirse, bebeği de demir eksikliğinden etkilenmemiş olur.” diye ekledi.

Demir Kaynakları ve Beslenme Önerileri

Demir açısından zengin gıdaların tüketiminin önemine de değinen Cangül, beslenme önerilerini sıraladı. İlk 6 ay yalnızca anne sütü verilmesi, 2 yaşına kadar anne sütüne devam edilmesi gerektiğini vurgulanmıştır. Ayrıca, inek sütüne erken başlanmaması ve 7. aydan itibaren demir içeriği yüksek gıdaların ek gıdalara eklenmesinin kritik olduğunu belirtti. Kırmızı et, yumurta, baklagiller ve pekmez gibi gıdaların diyetin içinde artırılması gerektiğini sözlerine ekledi. Cangül, demir eksikliğinin bireyin genel sağlığını ve sosyal yaşamını etkilediğini tekrar hatırlatarak, erken tanı ve doğru beslenmenin önemini vurguladı.