Cilt Kanseri Farkındalığı İçin Uzmanından Önemli Uyarılar: Korunma Yöntemleri Ve Kontrollerin Önemi

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, 1-31 Mayıs Cilt Kanseri Farkındalık Ayı’nda cilt kanserine dair uyarılarda bulundu. Güneş maruziyeti ile artan risklerin yanı sıra, belirtilerin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Çelik, düzenli dermatolojik kontrollerin önemine dikkat çekti.

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, 1-31 Mayıs Cilt

Cilt kanserine dair farkındalık yaratmak amacıyla bilgilendirmelerde bulunan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, “1-31 Mayıs Cilt Kanseri Farkındalık Ayı” dolayısıyla korunma yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Güneş ışığına maruziyetin artması ve yaşam tarzıyla ilgili faktörlerin etkisiyle cilt kanseri vakalarının hızla çoğaldığını vurgulayan Çelik, cilt kanserinin belirtileri, risk faktörleri ve koruma stratejileri hakkındaki bilgilerini paylaşarak, erken teşhisin önemine dikkat çekti. Vatandaşları düzenli olarak dermatolojik muayene yaptırmaları konusunda uyaran Çelik, ihmal edilmemesi gereken ben değişikliklerine de işaret etti.

Doç. Dr. Hilal Ayvaz Çelik, cilt kanserinin deri hücrelerinde meydana gelen bazı mutasyonlar sonucu geliştiğini belirtti. Bu tür kanserlerin, mevcut benlerden ya da yeni benlerden kaynaklanabileceğini ifade eden Çelik, özellikle 40 yaş üzerindeki bireylerde ortaya çıkan yeni benlerin gözlemlenmesi gerektiğini önemle vurguladı. Benlerdeki renk, şekil veya boyut değişikliklerinin yanı sıra kanama, kaşıntı ve ağrı gibi durumların ciddi problemler olabileceğini belirten Çelik, bu tür belirtiler görüldüğünde mutlaka bir dermatolog ile görüşülmesi gerektiğini söyledi.

Cilt kanserinin üç yaygın türüne değinen Çelik, bunlar arasında en sık rastlanan ancak en az tehlikeli olanın bazal hücreli kanser (BCC) olduğunu, bu türün genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde görüldüğünü belirtti. Skuamöz hücreli kanserin (SCC) ise cildin dış tabakalarında geliştiğini ve tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabileceğini ifade etti. En tehlikeli çeşit olan malign melanomun (MM) genç bireylerde dahi görülebileceğini vurgulayan Çelik, belirtileri bulunan benlerin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Cilt kanseri riskini artıran başlıca faktörleri sıralayan Dermatoloji Uzmanı, açık ten rengine sahip olmanın, mavi veya yeşil gözlerin, çilli cilt yapısının, çok sayıda bene sahip olmanın, aile geçmişinde cilt kanseri bulunmasının ve güneşe aşırı maruziyetin önemli risk faktörleri arasında yer aldığını belirtti.

Şüpheli lezyonların belirlenmesi durumunda kesin tanının biyopsi ile koyulduğunu aktaran Çelik, lokal anestezi altında alınan doku örnekleri ile kanserin türü ve yayılma durumu konusunda bilgi edinildiğini dile getirdi. Gerekli durumda ileri görüntüleme yöntemleriyle hastalığın yayılımının değerlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Tedavi sürecinin ise hastanın yaşına, kanserin türüne ve yaygınlığına bağlı olarak değiştiğini açıklayan Çelik, tedaviye öncelikle cerrahi müdahale ile başlandığını, gerektiğinde krem tedavileri, kriyoterapi, fotodinamik tedavi, kemoterapi ve radyoterapi gibi alternatif yöntemlerin de uygulanabileceğini ifade etti.

Cilt kanserine karşı alınabilecek önlemleri de aktaran Çelik, her mevsim güneş koruyucu ürünlerin kullanılmasının ihmal edilmemesi gerektiğini ve bu ürünlerin her iki saatte bir yenilenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca deniz ya da havuzdan çıkıldıktan sonra koruyucu kremin yeniden sürülmesinin önemine değinen Çelik, UV koruyuculu kıyafetler, şapkalar ve gözlüklerin kullanılmasını ve özellikle çocukların güneşten korunmasını önerdi.

Solaryum kullanımının kaçınılması gerektiğini de hatırlatan Çelik, bronzlaştırıcı ürünlerin cilt sağlığı açısından risk taşıdığını belirtti. Kalıcı oje uygulamalarında tırnak çevresinin UV ışınlarından korunması gerektiğinin altını çizen doktor, cildin sağlığına zarar veren sigara ve tütün kullanımının etkilerine de dikkat çekti. Düzenli olarak benlerin ayna karşısında ya da duş sonrası incelenmesi gerektiğini ifade eden Çelik, benlerdeki değişikliklerin ciddiye alınması gerektiğini ve yılda en az bir kez dermatolog kontrolünün yaşam kurtarıcı olabileceğini vurguladı.