Memorial Antalya Hastanesi Beyin, Sinir, Omurga ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmut Akyüz, boyun fıtığı ve onun tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Boyun fıtığı, bel ve kollarda oluşan ağrı, yürüyüş esnasında denge kaybı ve kollarda hissedilen uyuşmalar gibi belirtilerle kendini gösterebilmektedir. Bu hastalık genellikle duruş bozuklukları veya trafik kazaları gibi travmalardan meydana gelir; özellikle ofis ortamında çalışan 30-40 yaş arasındaki bireylerde görülme sıklığı artmaktadır.
Prof. Dr. Akyüz, boyun omurlarını bağlayan kıkırdağın omurilik kanalına doğru çıkıp sinirler üzerinde baskı oluşturması sonucu bu rahatsızlığın geliştiğini açıkladı. “Bu durum, en çok kol ve el bölgelerinde hissedilen uyuşmalarla kendini gösterir. Ayrıca ensede ağrı, boyun hareketlerinde kısıtlanma, yürüme esnasında dengesizlik gibi belirtiler de gözlemlenebilir,” şeklinde konuştu.
Boyun kaslarında oluşan stresin, boyun ağrılarının yüzde 70’ini oluşturduğunu belirten Akyüz, uzun vadede boyun fıtığı, kaymalar ve omurga daralmalarına yol açabileceğine dikkat çekti. “Eğer yalnızca bir sinir etkilenirse, kolda ve ellerde ağrı, sızlama ve karıncalanma hissi oluşabilir. Bunun yanı sıra, omuriliğin sıkışması durumunda ayaklarda karıncalanma, yanma gibi belirtiler de ortaya çıkabilir,” dedi. Akyüz, oluşan hasarın nadiren tekrar onarıldığını ve genellikle kalıcı olabileceğini aktardı.
Teşhis konan boyun fıtığı hastalarının yaklaşık yüzde 85’inin, uygun fizik tedavi ve boyunluk kullanımı ile tedavi edilebildiğini ifade eden Akyüz, tedavilerin yetersiz kalması durumunda cerrahi müdahaleye yönelindiğini belirtti. “Modern cerrahi tekniklerle gerçekleştirilen ameliyatlar hastaların hızlı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Boyun fıtığı için önce ilaç tedavisi, istirahat, fizik tedavi gibi çeşitli yöntemler uygulanmaktadır,” şeklinde açıklama yaptı.
Akyüz, 90 dakika süren bir ameliyat sonrası hastaların yaklaşık 15 gün içinde normal yaşamlarına dönebildiklerini ifade etti. Ameliyat sürecinde, boyun bölgesindeki kıkırdağın tamamının ve omuriliğe baskı yapan parçanın çıkarıldığını anlatan Akyüz, “İyileşmek için destek materyali konularak hastalığın tekrarlanma riski azaltılmaktadır. Kullanılan bu malzeme vücut ile uyumlu olup uzun süre kullanılabilir,” dedi.
Yapay boyun diskinin, uygun hastalarda boyun hareketlerini koruma açısından faydalı bir yöntem olduğunu vurgulayan Akyüz, bu işlemin mikrodiskektomi sonrası 10-15 dakikada tamamlandığını belirtti. “Bu tür cerrahilerde başarının, hastanın durumu ve doğru müdahale ile doğrudan ilişkili olduğunu unutmamak gerekir. Ameliyat sonrası uygulanan egzersizler de iyileşme sürecine büyük katkı sağlamaktadır,” dedi.
Akyüz, boyun sağlığının korunması için günlük yaşamda dikkat edilmesi gereken beş önemli kuralı da sıraladı: “Masa başında çalışırken boynunuzun eğik durumda kalmamasına dikkat edin; bilgisayar ekranını göz seviyesine ayarlayın; klavye yüksekliğini uygun hale getirin; yürürken dik durmaya özen gösterin ve boyun kaslarını güçlendirici egzersizler yapın. Ayrıca haftada üç gün birer saat yüzme öneriyorum.”