Bolu’daki Yangın Davasında Rıfat Doğan’dan Adalet Çağrısı: “Hepsinin Olası Kastla Yargılanacağına İnanıyoruz”

Bolu’daki Yangın Davası Devam Ediyor

Bolu’nun Kartalkaya bölgesinde bulunan bir otelde meydana gelen trajik yangın olayına ilişkin açılan davanın üçüncü oturumu sürmekte. Yangında eşini ve kızını kaybeden Rıfat Doğan, davanın seyrine dair önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, “Devlet, kimseyi yargılama yetkisiz hale getirmemiş. Bunun bilincindeyiz ve tüm sanıkların olası kast çerçevesinde yargılanacağına inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Duruşmada Duygusal Anlar Yaşandı

Bolu Sosyal Bilimler Lisesi spor salonunda gerçekleştirilen davanın üçüncü duruşmasına, 20’si tutuklu olmak üzere 32 sanık, müştekiler ve avukatlar katıldı. Yangında eşi Ceren Yaman (45) ve kızı Lalin’i (16) kaybeden iş insanı Rıfat Doğan, duruşma sırasında gazetecilere duygusal bir konuşma yaptı.

<h2"Sanıkların Tavırları Tepki Çekiyor

Rıfat Doğan, duruşma salonundaki sanıkların tavırlarına karşı tepkisini dile getirerek, “Abdurrahman Gençbay’ın etkileyici bir konuşma yaptığını düşündüm; ancak içeride sanıkları ilk kez ön tarafta görmemiz ve hâlâ aynı kayıtsızlığı sergilemeleri içler acısı. Bu durum, insanın vicdanı ile ilgili. inşallah hak ettikleri cezaları alacaklarına inanıyoruz. Mahkeme heyetine sonuna kadar güveniyoruz.” dedi.

Adalet Arayışı ve Kamu Vicdanı

Sanıkların aleyhindeki delillere vurgu yapan Doğan, “Bugüne kadar ortaya çıkan her türlü delil, sanıkları olumsuz etkilemektedir. Olası kastla düzenlenen iddianamede, tüm yönetim kurulu üyelerinin dikkatsiz davrandığı kanaatindeyiz. Olası kast kapsamında doğru sonuçlar çıkacağına inanıyoruz, çünkü bu kamu vicdanını rahatlatacaktır. Eğer sonuç olumlu olmazsa, bu vicdanı da rahatsız edecektir. Biz yalnızca adalet arzuluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bilinçli Sorumluluk ve Yüzleşme

Davanın başından beri sanıkların ve delillerin yeterince anlaşılmadığını kaydeden Rıfat Doğan, “Yargılanan yönetim kurulu üyelerinin, sıralı müdürlerin ve oteldeki tüm sorumluların olası kastla cezalandırılması gerektiği görüşündeyiz. İlk duruşmaya geldiğimizde deliller ve sanıklar hakkında bilgi sahibi değildik; ancak zamanla ‘Bu kişilerin orada ne işi var?’ diye sorduğumuz isimlerin bile bu şekilde yargılanmaları gerektiğini anladık. Devlet kimseyi keyfi olarak sanık yapmamaktadır ve hepsinin olası kastla yargılanacağına inanıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.