Suç Örgütü İddianamesinde Çarpıcı Detaylar
Belediye başkanlarına rüşvet vererek ihale süreçlerini yönetme iddialarıyla ilgili hazırlanan iddianamenin detayları gün yüzüne çıkıyor. Düzenin liderliğini üstlenen Aziz İhsan Aktaş’ın öncülüğünde faaliyet gösterdiği belirtilen suç örgütü, aralarında yedisi belediye başkanı olan toplam 200 kişi hakkında hazırlanan 579 sayfalık iddianame ile dikkat çekiyor. İddianamede, “Taşınmaz düşük bir bedelle gizlice satılarak, gerçek değer ile arasında kalan fark Rıza Akpolat ve belediye yöneticileri tarafından paylaşılmıştır” vurgusu yapıldı.
İhale Süreçlerinde Sahte Evrak İddiaları
Gerekli belgelerin Rıza Akpolat’ın talimatıyla sahte şekilde hazırlandığı da ifadeler arasında yer alıyor. İddianamede, Beşiktaş Belediyesi’ne ait bir taşınmazın 323 milyon 544 bin lira karşılığında satışına dair bazı çelişkili ifadelere de dikkat çekiliyor. İhale sürecinde yer alan yönetim kurulu üyeleri Önder Gedik, Alican Abacı, Esra Yenidünya ve Ahmet Aktaş’ın verdikleri ifadelerde tutarsızlıklar gözlemlendi. Savcılığının araştırması sürecinde, kamu zararının gündeme gelmemesi için Mustafa Mutlu’nun “kamu menfaati ve şeffaflık açısından ihale yapıldı” savunmasını öne sürdüğü kaydedildi. Aynı zamanda, geçmişte düzenlenmiş sahte ihale evraklarının da Rıza Akpolat’ın yönlendirmesiyle hazırlandığı belirtiliyor.
10 Milyon Lira Rüşvet İddiası
İddianame içerisinde, örgüt lideri olarak tanımlanan Aziz İhsan Aktaş’ın 10 milyon lira rüşvet verildiğine dair çeşitli belgeler sunulduğu ifade ediliyor. “Herhangi bir kamu duyurusunda yer almayan taşınmaz için en düşük bedeli esas alarak değerleme raporu oluşturulmuş, böylece satışın gerçek değerinin altında gerçekleştirilmiş bir görüntü verilmiştir” dedirtilen belgelerde, satış tarihine yakın güncel değerleme raporunun esas alındığı ve ihalenin pek çok usulsüzlükle dolu olduğu ortaya konuyor. Bu süreçte, örgüt liderinin rüşvet vermesi üzerine, tapu işlemlerinin yapıldığı gün 10 milyon liranın verildiği de iddialar arasında.
İhalesiz Satışlar ve Rekabet Ortamının Yokluğu
İddianamede ayrıca, 55 milyon lira olarak maliyet belirlenmiş bir projede, rekabetin sağlanmadığı ve bazı firmaların ihaleye katılmasını engelleyecek koşulların oluşturulduğu vurgulanıyor. İhale komisyonunda yer alan kişilerin, bir şirketin şikayet başvurusunun ardından süreci etkilediği ve hatta suç örgütüne ait bir firmanın bu ihaleyi kazanmasına yol açtığı ifade ediliyor. Şüphelilerin, ihale süreçlerine müdahale ederek haksız kazanç sağlaması nedeniyle sorumlu tutulmaları gerektiği belirtilmektedir.
Suç örgütünün işleyişine yönelik yapılan bu değerlendirmeler, yargı sürecinin devam etmesi açısından büyük önem taşıyor.