Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Artık SDG’nin bir an önce 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi sürecin başarısı açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu konuda devletimizin duruşu nettir ve hiçbir tereddüde yer yoktur. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerini devam ettirmesine ve herhangi bir oldubitti oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2025’in son gününde Polatlı’daki Topçu ve Füze Okulu Komutanlığında incelemelerde bulunarak Mehmetçiklerle bir araya geldi. Bakan Güler’e eşlik edenler arasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Metin Tokel de yer aldı.
Burada konuşan Güler, Türkiye’nin savunma ve güvenliği için çok kapsamlı ve yoğun faaliyetlerle geçirilen 2025 yılının geride bırakıldığını, aynı kararlılık ve motivasyonla 2026 yılına girmenin heyecanını yaşadıklarını kaydetti. Güler, bu vesileyle yeni yılı en içten dileklerle kutladığını da ifade etti.
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin güvenliğinin en sağlam teminatıdır”
2025 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin, milletin ve ülkenin güvenliğini sağlamak için büyük bir özveriyle görev yaptığını, vazifelerini kararlılık ve başarıyla yerine getirdiğini aktaran Güler, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; köklü tarihi, sarsılmaz disiplini ve yüksek muharebe kabiliyetiyle ülkemizin güvenliğinin en sağlam teminatıdır. Bu güçlü yapının temelinde ise nitelikli insan kaynağı, etkin eğitim anlayışı ve çağın gereklerine uygun doktrinler yer almaktadır. İşte Topçu ve Füze Okulu Komutanlığımız da bu yapının en stratejik eğitim merkezlerinden biri olarak Kara Kuvvetlerimizin ateş gücünü şekillendiren, geleceğin komutan ve uzman personelini yetiştiren müstesna bir görevi yerine getirmektedir” şeklinde konuştu.
“Modern harp ortamı, süratli karar alma yeteneğini zorunlu kılmaktadır”
Topçu ve füze unsurlarının ordunun gücüne güç kattığını belirten Bakan Güler, “Modern harp ortamı, uzun menzil, yüksek hassasiyet ve süratli karar alma yeteneğini zorunlu kılmaktadır. Böyle bir ortamda topçu ve füze unsurlarımız, muharebe destek unsuru olmanın yanı sıra caydırıcılığın, operasyonel etkinliğin ve sahadaki başarının belirleyici unsurlarından biridir. Sizler burada aldığınız nitelikli eğitimle bu sorumluluğun bilincinde olarak yetişiyor, kahraman Türk ordusunun vurucu gücünü, bilgi, disiplin ve teknolojiyle buluşturuyorsunuz. Topçu ve füze sistemlerimizde elde ettiğimiz yerlilik ve teknolojik derinlik, ordumuzun gücüne güç katmaktadır” ifadelerini kullandı.
“2025 yılı Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, terörle kararlı mücadelesinin somut neticelerinin alındığı kritik bir dönüm noktası olmuştur”
Bakanlık olarak önceliklerinin, personelinin en iyi şartlarda yetişmesi olduğunu vurgulayan Güler, eğitim altyapılarını sürekli geliştirmek ve yerli-milli savunma sanayiinin imkanlarını eğitim süreçlerine azami ölçüde entegre etmek olduğunu belirtti. Bakan Güler, sözlerine şöyle devam etti:
” Güçlü ve caydırıcı bir orduya sahip olmanın ne kadar ehemmiyetli olduğu, yaşanan hassas gelişmelerin ortaya çıkardığı tehdit ve tehlikeler karşısında daha da iyi anlaşılmaktadır. Güvenlik meselesinin bu denli ehemmiyet arz ettiği bir ortamda aldığımız askeri tedbirlerin yanı sıra birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek ve iç cephemizi tahkim etmek maksadıyla yeni bir dönemin kapısı da aralanmıştır. Bu kapsamda dikkat çekmek isterim ki 2025 yılı Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, terörle kararlı mücadelesinin somut neticelerinin alındığı kritik bir dönüm noktası olmuştur. Yurt içinde ve sınır ötesinde icra ettiğimiz etkili operasyonlarla terör örgütlerinin hareket kabiliyetini büyük ölçüde sınırlandırırken barınma, lojistik ve insan kaynağına dayalı imkanlarını da ciddi şekilde zayıflattık. Elde ettiğimiz bu başarılar ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin başlatılmasına imkan tanıyan zemini oluşturmuştur. Geldiğimiz bu aşama ağır bedeller ödenerek kazanılmış bir mücadelenin sonucudur. Şüphesiz ki bu başarının asli mimarları başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz olmak üzere Türk ordusunun kıymetli tüm mensuplarıdır. Aynı şekilde kahraman istihbarat teşkilatımız ile kahraman jandarmamız ve emniyet mensuplarımızın ve kahraman korucularımızın mücadelesi ile asil milletimizin desteği ve dayanışması da bu aşamaya gelinmesinde büyük katkı sağlamıştır.”
“SDG’nin 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi vazgeçilmez bir gerekliliktir”
Bakan Güler, hiçbir terör örgütünün oldubittisine müsaade etmeyeceklerinin altını çizerken, şu ifadeleri kullandı:
“Bu süreçte sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturulmasına müsaade edilmemiş, sahada sağladığımız askeri üstünlük, diplomatik iş birlikleriyle desteklenmiştir. Komşumuz Suriye’de yeni yönetimle kurduğumuz güçlü ilişkiler, aynı şekilde Irak ile tesis ettiğimiz iş birliği mekanizmaları, ortak güvenlik anlayışının güçlenmesine büyük katkı sağlamıştır. Artık SDG’nin bir an önce 10 Mart Mutabakatı’na uygun şekilde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi sürecin başarısı açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu konuda devletimizin duruşu nettir ve hiçbir tereddüde yer yoktur. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerini devam ettirmesine ve herhangi bir oldubitti oluşturmasına müsaade etmeyeceğiz. Halihazırda süreci, ilgili kurumlarımızla koordineli olarak ve Suriye yönetimiyle de yakın bir diyalog hâlinde temkinli ve akılcı bir yaklaşımla yönetiyor, çalışmalarımızı köklü devlet geleneğimizden aldığımız sorumlulukla ve hassasiyetle sürdürüyoruz. Nihai hedefimiz 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır.”
Terörle mücadele ve hudut güvenliğindeki başarılarının yanı sıra Mavi ve Gök Vatandaki hak ve menfaatleri de azim ve kararlılıkla koruduklarını dile getiren Güler, “Bu çerçevede ifade etmek isterim ki komşumuz Yunanistan’la her zaman iyi ilişkilere sahip olmayı ve ‘kazan-kazan’ anlayışıyla sorunlarımıza çözüm bulmayı arzu ediyoruz. Bu yapıcı tavrımızı her fırsatta dile getirmekle birlikte Kıbrıs’ta, Ege ve Doğu Akdeniz’de oldubitti oluşturma çabalarına ve hukuksuz adımlara karşı haklarımızı koruma kararlılığımız ve muktedirliğimiz tamdır. Türkiye’ye rağmen atılacak hiçbir adıma ve oldubittiye asla müsaade edilmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“Devlet ebed müddet anlayışımız bizlere kutlu bir sorumluluk yüklemektedir”
Türkiye’nin bölgesel ve küresel barışa yönelik üstlendiği inisiyatiflerle müzakere masalarının ve güvenlik mimarisinin aranan bir üyesi olduğuna değinen Bakan Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin de uluslararası görev ve misyonlar çerçevesinde barış ve istikrara müstesna katkılar sunduğunu ifade etti. Bakan Güler, bu kapsamda gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin şöyle konuştu:
“Kıbrıslı kardeşlerimizin haklı davalarına destek olmaktan can Azerbaycan’la sürdürülen güçlü iş birliğine, Kosova’daki KFOR Komutanlığı görevimizden Katar’daki müşterek faaliyetlere, Libya’daki askeri danışmanlık ve eğitim faaliyetlerimizden Somali’deki yoğun çabalarımıza kadar pek çok coğrafyada güven veren, dengeleyici ve istikrar sağlayıcı bir güç olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm bu faaliyetlerimiz ülkemizin gücüne güç katmakta dost ve müttefik ülkelere güven telkin etmekte, mazlum coğrafyalarda denge unsuru olmaktadır. Şu bir gerçek ki devlet ebed müddet anlayışımız bizlere kutlu bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluğun bilinciyle siz seçkin personelimizin yeni yılda da ülkemizin güvenliğine ve daha güçlü geleceğine katkılar sağlamak için azim, disiplin ve fedakarlıkla görev yapmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum. Sözlerime son verirken Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sizlerin şahsında şu anda görevi başında olan tüm silah ve mesai arkadaşlarıma vazifelerinde üstün başarılar diliyor, her birinin gözlerinden öpüyorum. Değerli Arkadaşlarım, Yeni yılınızı bir kez daha en içten dileklerimle kutluyor, ailelerinizle birlikte hepinize sağlık ve esenlik temenni ediyorum.”