Aşırı Hayvan Besleme Durumu: Psikolog Selver Yazıcı’dan Uyarılar!

Psikolog Selver Yazıcı, birçok hayvan beslemenin Nuh Sendromu olabileceğini belirterek, bunun geçmiş travmalardan kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Aşırı hayvan sahiplenmenin sosyal, maddi ve psikolojik sorunlar doğurabileceğini açıklayan Yazıcı, bu durumun hayvanların sağlığını da olumsuz etkilediğini ifade etti.

Psikolog Selver Yazıcı, birçok hayvan beslemenin Nuh Sendromu olabileceğini belirterek,

Hayvan Biriktirme Hastalığı: Nuh Sendromu Nedir?

Psikolog Selver Yazıcı, birçok hayvan beslemenin bilinen adıyla “Nuh Sendromu” olarak tanımlanan bir durumun, geçmişte yaşanan travmalarla ilişkili olduğunu belirtti. Yazıcı, bu durumun, sahiplenilen hayvanların sayısının artırılmasıyla birlikte getirilen maddi ve manevi zorlukları da beraberinde getirdiğini ifade etti.

Nuh Sendromu ve Psikolojik Etkileri

Yazıcı, aşırı hayvan biriktirmenin sadece hayvanlara zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda sahiplerinin maddi açıdan da zor bir durumla karşılaşmalarına yol açtığını vurguladı. Kendisine başvuran bir kadın örneği veren Yazıcı, bu bireyin başlangıçta yalnızca iki kediyle yola çıktığını, ancak zamanla sayının 30’a ulaştığını ve bu durumun maddi sıkıntılara neden olduğunu kaydetti. “Bir evde 30 kedi bulunması, hijyen sorunlarını da beraberinde getiriyor. Ayrıca bir kedinin hastalanması tüm kedilere bulaşma riski taşıyor, bu da veterinerlerin işini zorlaştırıyor” diyen Yazıcı, bu sorunun hayvan sahipleri için nasıl bir çaresizlik haline geldiğini aktardı.

Hayvan Sevgisi ve Sosyal İzolasyon

Psikolog, insanlara duygusal bağ kurmanın önemli olduğuna dikkat çekti. Ancak bu durumun aşırılığa kaçtığında sosyal hayatta sorunlara da yol açabileceğini, hayvanlara adanmanın, kişilerin sosyal ilişkilerini zayıflattığını ifade etti. Yazıcı, “Hayvanlara olan aşırı bağlılık insan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. İnsanlar, eşlerine ve kendilerine yeterince ilgi gösteremeden yalnızca hayvanlara odaklanıyorlar” dedi.

Travmaların Rolü

Yazıcı, insanları hayvanlara yönelten bir başka etmenin de yaşanan travmalar olduğunu vurguladı. Geçmişte kaybedilen sevdikler veya sağlıklı sosyal ilişkilerin eksikliği gibi durumların, kişileri hayvanlara bağımlı hale getirdiğini belirtti. “Her şeyin fazlası kötüdür. Bu kapsamda, aşırı hayvan sevmenin de bir tehlike oluşturduğunu unutmamak gerekiyor. Bireylerin bu durumu fark etmesi genellikle zor oluyor ve çoğu zaman çevrelerindeki insanlar destek arayışında bulunuyor” diyerek önemli bir noktaya değindi.

Sonuç olarak, hayvanseverliğin güzel bir duygu olduğunu ancak aşırılığa kaçmamak gerektiğini hatırlatan Yazıcı, bireylerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.