Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Antalya’da Kız Kaçırma Davasında Pompalı Tüfekle Öldürülen Kişinin Ailesi Şikayetçi Oldu

    Antalya’da kız kaçırma nedeniyle çıkan kavgada Sefil Ünder’in öldüğü davanın ilk duruşmasında sanıklar Ümmühani Ü. ve Derya Ç., mahkeme karşısında savunma yaptı. Maktulün yakınları, sanıkları suçlayarak şikayetçi olduklarını açıkladı. Duruşma, Serkan D.’nin savunması için ertelendi.

    Antalya'da kız kaçırma nedeniyle çıkan kavgada Sefil Ünder'in öldüğü davanın

    Antalya’daki Kız Kaçırma Olayı Davası Başladı

    Antalya’da bir kız kaçırma olayının ardından gelişen ve bir kişinin pompalı tüfekle yaşamını yitirmesiyle sonlanan meseleye ilişkin açılan davanın ilk duruşması gerçekleştirildi. Duruşmada, azmettirici olarak yargılanan Ümmühani Ü. ve Derya Ç., SEGBİS sistemi aracılığıyla ifadelerini verdiler. Maktul Sefil Ünder’in eşi ve çocukları, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirttiler.

    Olayın Detayları

    Antalya’nın Kepez ilçesinde 7 Ocak 2025 tarihinde meydana gelen olayda, kız kaçırma meselesi yüzünden çıkan arbede sonucunda Sefil Ünder (46) pompalı tüfekle vurularak hayatını kaybetmiş, onun kuzeni Sultan Ünder (24) ise yara almıştı. Olaydan sonra Dursun A. tutuklanarak cezaevine gönderilmişken, Serkan D. adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

    Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmaya, azmettirici suçlaması sebebiyle tutuklu sanıklar Ümmühani Ü. ve Derya Ç. da SEGBİS ile katıldı. Duruşmada, maktulün yakınları olan Alev Ü., Aslı Ü., Nazar Ü. ve Candar Ü. müşteki sıfatıyla yer aldı.

    Sanıkların İfadeleri

    Suçlamaları reddeden sanık Derya Ç., olay anında evinde olduğunu ifade ederek, dışarıdan gelen gürültü üzerine bilgisizce dışarı çıktığını söyledi. Dursun A. ile Sefil Ünder arasında yaşanan tartışmaya tanıklık ettiğini belirten Derya Ç., ortamı yatıştırmaya çalıştığını dile getirerek, “Sefil benim için çok kıymetli bir amca oğluydu. Hiç aramızda bir gerginlik olmadı. Olayın silah kısmını görmedim, suçlamaları kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.

    Diğer sanık Ümmühani Ü. ise olay anında orada bulunmadığını ve denetimli serbestlik altında olduğunu savunarak, “Hastane ve cezaevine gitmekteydim. Taksiyi çağırıp Zeytinköy’deki teyzemin evine yola çıktım. Eve döndüğümde polislerin ortada olduğunu gördüm. Dursun benim oğlum; bu suçlamalar doğru değil. Oğlum da ‘Ben vurmadım’ diye ifade veriyor” dedi.

    Maktulün Ailesinin Tanıklıkları

    Müşteki Alev Ünder, olay anında cezaevinde bulunduğunu belirterek, “Eşimin öldüğünü orada öğrendim. Eşim, çocuklarımın önünde vurularak hayatını kaybetti. Eşimi öldürenler arasında Ümmühani Ü., Derya Ç. ve Dursun A. bulunmaktadır. Bu yüzden sanıklardan şikayetçiyim” dedi.

    Aslı Ü. ise, babasının öldürülmeden önce sanık Derya Ç.’nin kendilerine tehditte bulunduğunu öne sürdü. Derya Ç.’nin, Sultan Ü’yü “Bugün bu işi kan durduracak” şeklinde tehdit ettiğini aktaran Aslı Ü., olayın detaylarını açıklarken, “Derya, silahı evden çıkararak Dursun’a verdi, ‘Git ateş et’ dedi. Dursun iki el ateş etti, babam ve yengem vuruldu. Olay yerine Beran Ç. de gelmişti. Serkan D. burada yoktu, suçu üstüne atmaya çabalıyorlar” dedi.

    Maktulün oğlu Candar Ü., olay esnasında cezaevinde bulunduğunu ve olan biteni sonradan öğrendiğini ifade ederek sanıklardan şikayetçi oldu. Candar Ü., duruşma düzenini bozan davranışları nedeniyle mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarıldı.

    Nazar Ü. ise, babasının gözleri önünde vurulduğunu belirterek, “Ümmühani Ü. oğlunun yapacaklarından haberdar olmalıydı. Derya Ç., silahı getirip Dursun’a verdi. İkisi de azmettirici olarak rol aldı. Hâlâ babamın kaybının yasını tutuyorum, bu durumu kabul edemiyorum” şeklinde konuştu.

    Mahkeme, sanık Serkan Dağ’ın savunması için Mersin Ağır Ceza Mahkemesi’ne resmi yazı yazılmasına karar verdi. Duruşmanın bir sonraki oturumu 2 Aralık 2025 tarihinde yapılacak.