Büyüme Rakamları Beklentileri Karşılıyor
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, 2025 yılı üçüncü çeyreğine ait büyüme verilerinin öngörülere uygun bir şekilde gerçekleştiğini ifade etti. Ardıç, yıllık bazda ekonominin yüzde 3,7 oranında büyüdüğünü, çeyrek dönem büyümesinin ise yüzde 1,1 olarak belirlendiğini dile getirdi. Bu sonuçların, ekonominin daha dengeli bir büyüme sürecine girdiğini gösterdiğini belirtti.
Sanayi Sektöründe Umut Verici Gelişmeler
Artan enflasyon düşüşü ve yıllık bazda büyüme trendinin devam etmesi halinde sanayi sektörünün ilerleyen dönemlerde daha etkili olacağını vurgulayan Ardıç, şu ifadeleri kullandı: “2025 yılı üçüncü çeyrek büyüme verileri beklenildiği gibi sonuçlandı. Ekonomik büyümenin yıllık olarak yüzde 3,7 ve çeyreklik olarak yüzde 1,1 seviyelerine ulaşması, büyüme yönünde sevindirici bir durum.” Ekonomik faaliyetlerde özel tüketim harcamalarının önceki çeyreğe kıyasla azalmaya başladığını gözlemlediklerini belirten Ardıç, iç talebin büyümeye olan katkısının düşüş gösterdiğini, dış talebin ise son dört çeyrektir büyümeyi sınırladığını ekledi.
KOBİ’lerin Rekabet Gücü Tehlikede
Başkan Ardıç, sanayi politikalarının dijitalleşme yönünde güçlendirilmesi gerekliliğine dikkat çekti. “Birçok firma, hacim kaybı, düşen kapasite kullanımı ve karlılık baskısıyla karşı karşıya kalıyor. İç talepteki dalgalanmalar ile artan maliyetler, küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabetçiliklerini törpülemekte. KOBİ’ler, sürdürülebilirliği sağlamak adına kısa vadeli nakit akışına daha çok yönelmekte, bu da uzun vadeli yatırımları ve teknoloji yenilimini kısıtlamakta. Özetle, sanayi büyümesi göze çarpan bir görünüm sunsa da, bu durum belirli sektör ve firmaların performansıyla sınırlı kalmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Uzun Vadeli Büyüme Stratejisi Şart
Ardıç, KOBİ’lerin dijitalleşme, enerji verimliliği ve nitelikli insan kaynağı gibi konularda desteklenmesi gerektiğini belirtti. Tedarik zincirlerini büyük firmalarla KOBİ’leri bir araya getiren programlar geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Aksi takdirde, sanayideki yüzde 6,5’lik büyüme, geniş bir tabana yayılmadığı sürece sürdürülebilirlik açısından tehlikeli hale gelebilir. Büyüme oranının yanı sıra, bu sürecin bileşenleri de oldukça önem taşıyor. Dış talebin katkı sunmadığı bir tüketim ağırlıklı büyüme yapısı, sanayimizin rekabet gücünü ve dış ekonomik dengemizi uzun süre zarfında zayıflatabilir. Yatırım, verimlilik, ihracat ve katma değeri önceliklendiren bir büyüme modeli oluşturmamız elzemdir.


