Dünya Altın Piyasasında Hareketli Günler Devam Ediyor
Son günlerde dünya altın piyasası büyük bir çalkantı yaşıyor. Geçtiğimiz haftanın ilk kısmında ons altın, 4 bin 320 dolara ulaşarak tarihi bir zirve yaptı. Öte yandan, bu yükselişin ardından gelen birkaç günlük yüzde 6’lık keskin düşüş, yatırımcıları daha temkinli bir tavır almaya zorladı. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, meydana gelen dalgalanmaların “ralli sona erdi” anlamını taşımadığını, aksine küresel ekonomik sistemin kırılganlaşmakta olduğuna işaret ettiğini ifade etti.
Sert Düşüşün Arkasında Yatan Nedenler
Altındaki fiyat düzeltmesinin arkasında çok çeşitli ekonomik ve psikolojik etkenlerin bulunduğunu açıklayan Kitiş, bunların arasında yatırımcıların kârları realize etme amacıyla yaptıkları satışlar, doların değer kazanması, faiz beklentilerindeki değişimler ve jeopolitik risk algısındaki azalma olduğunu belirtti. Kitiş, “Bu keskin yükselişin ardından gelen düşüş, bir boğa döngüsü değil, dünya finansal ve jeopolitik dengesinin yeniden şekillendiğinin göstergesidir” dedi.
Yatırımcılar Kısa Vadeli Satış Yapıyor
Büyük çapta dalgalanmaya rağmen uzun vadeli trendin bozulmadığını vurgulayan Kitiş, “Özellikle, değer çok hızlı bir biçimde artınca yatırımcılar, kârlarını almak amacıyla satışa yöneldi. Bu durum, yukarı yönlü hareketin kısmi olarak geri çekilmesine yol açtı. Ayrıca, doların gücünün artması, altının döviz cinsinden daha pahalı hale gelmesine neden olarak alım isteğini geçici olarak azalttı. Bunun yanı sıra, faiz oranları ve para politikası üzerine beklentiler değişiyor. Yüksek faiz oranları ve daha sıkı finansal koşullar, getiri sağlamayan varlıkların cazibesini azaltıyor. Küresel jeopolitik ve ekonomik risklerin zayıfladığı algısı da yatırımcıları güvenli liman arayışına itiyor. Ancak bu düşüş, altın piyasasının temel eğilimlerinin bozulduğuna işaret etmiyor. Zira merkez bankaları hala altın alımı gerçekleştirmekte ve bu talep uzun vadede devam edecektir” şeklinde değerlendirdi.
Jeopolitik Riskler ve Altın
Cumhur Kitiş, altın fiyatlarındaki dalgalanmanın arka planında başka sebepler olduğunu ifade etti. “Rusya-Ukrayna savaşı, diplomatik masada tıkanıklık yaratmışken, Avrupa enerji ve güvenlik konularında yeni bir kırılma noktasında. ABD’nin Venezuela’ya dair askeri operasyon hazırlıkları, Latin Amerika’da tekrar askeri gerilimleri gündeme taşıdı. İsrail’in Gazze’deki ateşkes ihlalleri ise bölgesel istikrarı tehdit ediyor. Bu üç farklı cephedeki gerginlik, yatırımcıları güvenli liman arayışına itiyor. Krizlerin coğrafyası değişse de sığınak her zaman altın oluyor” dedi.
Altın, Bugünlerin Egemenlik Sembolü
Küresel seviyedeki dalgalanmaların Türkiye piyasalarına da yansıdığına değinen Kitiş, gram altının hafta başında 5 bin 950 TL ile rekor kırdığını; ancak ardından gelen düşüşle 5 bin 700 TL seviyelerine gerilediğini kaydetti. Bu durumun kısa vadede paniğe yol açmaması gerektiğini söyleyen Kitiş, “Kur etkisi ve dünya genelindeki satış baskısı bu tür geri çekilmeleri kaçınılmaz hale getiriyor. Türk halkı, yüksek enflasyon nedeniyle birikimlerini altınla korumaya devam ediyor ve bu talep kalıcı. Hindistan Merkez Bankası’nın rezervlerini artırması, Çin’in altın alımını hızlandırması ve Rusya’nın yeni ödeme planları, doların yerini sorgulattırıyor. Artık mesele sadece enflasyondan korunmak değil; ülkeler, para sisteminde yeni bir denge arayışı içinde. Böylelikle altın, yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda bir egemenlik sembolü haline geldi” dedi.
Dalgalanmalara Rağmen Fırsatlar Söz Konusu
Kitiş, kısa vadede ons fiyatlarının 4 bin doların altında kalması durumunda yeni alım fırsatları olabileceğini ve orta vadede 4 bin 500 ile 4 bin 600 dolar hedefinin önemli olduğunu belirtti. “Küresel ekonomide güven bunalımı mevcut. ABD’deki seçim süreci ve Orta Doğu’daki krizler derinleşirse, altın tekrar zirveye yükselebilir. Altın, stormalı dönemlerin en güvenilir kazanıcısıdır. Yükselişler göz alıcı olabilir, ancak asıl kazanç, sakin kalanların olacaktır. Dalgalanmalardan korkan, değer kaybına uğrayabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

