Acıbadem Adana Hastanesi’nin Çocuk Hematolojisi ve Kemik İliği Nakli Merkezi’nden Prof. Dr. Bülent Antmen, her yıl 500 talasemili çocuğun dünyaya geldiğine dikkat çekerek, “Ülkemizdeki evliliklerin yüzde 3’ü akraba evlilikleri ile gerçekleşiyor. Akraba evliliğinden sadece talasemi için değil, bütün kalıtsal hastalıkların riski artıyor. Bu nedenle kaçınmak şart” ifadelerini kullandı.
8 Mayıs “Dünya Talasemi Günü” dolayısıyla bilgi veren Prof. Dr. Antmen, talaseminın Akdeniz anemisi olarak da bilindiğini belirtti. Talasemi hastalarının yeterli kırmızı kan üretemediğini ifade eden bu uzman, bunun sonucunda kansızlık ve çarpıntı gibi belirtiler yaşandığını, dolayısıyla periyodik kan transfüzyonlarına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Hastalığın genetik olduğunu; dolayısıyla bebeklerin doğuştan talasemi taşımakta olduğunu ve yaşamları boyunca bu durumla karşı karşıya kaldığını aktardı. Beta talasemi majör adında bir türün en ağır şekil olduğunu ekledi.
Prof. Dr. Antmen, Türkiye’de talasemi hastalığının yayılmasının önlenmesi adına anne ve babanın taşıyıcı olmasının gerekliliğine değindi. Ülkede Kalıtsal Kan Hastalıkları Kanunu bulunduğunu belirten Antmen, evlilik kararı alacak çiftlerin bu testi yaptırmaları gerektiğini kaydetti. Taşıyıcı olan çiftlere genetik danışmanlık sunulduğuna dikkat çeken Antmen, her yıl yaklaşık 500 talasemili çocuğun doğduğunu hatırlatarak, Türk Kızılay’ı aracılığıyla bu çocukların düzenli kan ihtiyacının karşılanması gerektiğinin altını çizdi.
Kan bağışının talasemi hastaları için hayati öneme sahip olduğuna vurgu yapan Antmen, “Kan bağışını artırmalıyız. Bu hastaların kan ihtiyacını karşılayabilmek için düzenli bağış yapılması gerekiyor. Talasemi tedavisinde kemik iliği nakli tedavi edici bir seçenek olarak öne çıkıyor ve bu işlem hastalar 2-7 yaş arasındayken yapılabiliyor” dedi.
Akraba evliliklerinin kalıtsal hastalık riskini artırdığına dikkat çeken Antmen, Türkiye’de her yüz çiftten 3’ünün akraba evliliği yapıldığını vurguladı. Akraba evliliklerinin genetik mutasyonları artırdığına işaret eden Antmen, bu tür evliliklerden kaçınılması gerektiğini hatırlatırken, evliliğe adım atılmadan önce genetik testlerin gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kan bağışı sayesinde hayata tutunduklarını ifade eden talasemi hastası Mehmet Öztaş (31), her ay 2 ünite kana ihtiyaç duyduklarını belirtirken, düzenli tedavi ile yaşam standartlarının arttığını, aksaklık olduğunda ise sosyal hayatın zorlaştığını söyledi. “Herkesi kan bağışında bulunmaya davet ediyorum” diyerek bu konuda farkındalık yaratmaya çalıştı.