Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Op. Dr. Belma Karini: Glokom, 2040’da 111 Milyon Kişiyi Etkileyecek!

    BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nden Op. Dr. Belma Karini, glokomun sinsi bir hastalık olduğunu ve 2040’da 111 milyon kişiyi etkileyebileceğini açıkladı. Göz sağlığını korumak için düzenli muayene, sağlıklı yaşam tarzı ve ilaçların düzenli kullanımı büyük önem taşıyor.

    BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi'nden Op. Dr. Belma Karini, glokomun

    Glokom: Geri Dönüşü Olmayan Körlüğün Nedenlerinden Biri

    BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Op. Dr. Belma Karini, glokomun dünya genelinde geri dönüşü olmayan körlüğe yol açan önemli hastalıklardan biri olduğunu vurgulayarak, bu rahatsızlığın 2040 yılına kadar 111 milyondan fazla bireyi etkileyebileceğini ifade etti.

    Sinsi Seyirli Hastalık: Glokomun Belirtileri

    Glokomun kendini gizli bir şekilde gösterdiğine dikkat çeken Dr. Karini, birçok bireyin bu hastalık hakkında bilgi sahibi olmadan yaşamaya devam ettiğini belirtti. “Glokom genellikle herhangi bir belirti vermez, belirtiler ise çoğu zaman hastalığın son evrelerinde kendini gösterir” diye ekledi.

    Hastalığın Oluşum Süreci

    Dr. Karini, glokomun göz sinirinde hasara yol açtığını ve bu durumun görme kaybına neden olabileceğini açıkladı. Yüksek göz içi basıncı ile ilişkilendirilmesine rağmen, normal basınçta bile glokom riski bulunduğunu aktaran Karini, “Optik sinirin zarar görmesi, görme alanında kayıplara ve kalıcı görme zararına yol açabilir” dedi.

    Ayrıca, glokomun iki ana tipi bulunduğunu belirten uzman, açık açılı glokomun daha yaygın ve sinsi olduğunu, açı kapanması glokomunun ise ani belirtilerle seyrettiğini belirtti.

    Risk Faktörlerine Dikkat Edilmeli

    Glokomun pek çok faktöre bağlı bir hastalık olduğunu belirten Dr. Karini, bazı grup insanların glokom riski taşıdığını ifade etti. Yüksek göz içi basıncı, ince kornea yapısı, yaş gibi durumların yanı sıra genetik yatkınlık ve aile öyküsünün de önemli risk faktörleri arasında bulunduğunu belirtti. Ek olarak, şeker hastalığı, migren, dolaşım sorunları ve uzun süreli kortizon kullanımı gibi durumların da riski artırabileceğini vurguladı.

    Göz Muayenesinin Önemi

    Dr. Karini, glokom tanısının göz tansiyonunun ölçülmesiyle sınırlı olmadığını, bunun yanı sıra kapsamlı bir göz muayenesi yapılmasının gerektiğini belirtti. “Biyomikroskopik değerlendirme, kornea kalınlığının ölçülmesi ve görme alanı testleri gibi ileri tetkikler glokom teşhisi için şarttır” diye ekledi.

    Farklı Tedavi Seçenekleri

    Glokom tedavisinin, göz içi basıncını kontrol altında tutmak ve göz sinirini korumak amacıyla yürütüldüğünü vurgulayan Dr. Karini, tedavi yöntemlerinin hastalığın türüne göre değişiklik gösterdiğini söyledi. “Genellikle ilk basamak göz damlalarıdır, ama gerekli görüldüğünde lazer tedavisi veya cerrahi yöntemlere başvurulabilir” dedi.

    Yaşam Tarzının Etkisi

    Yaşam tarzı değişikliklerinin glokomun seyrini olumlu etkileyebileceğini aktaran Dr. Karini, göz sağlığını destekleyecek çeşitli besin maddeleri önerdi. Özellikle, omega-3 yağ asitleri ile antioksidan açısından zengin gıdaların önemine dikkat çeken uzman, düzenli egzersizin de yararlarına vurgu yaptı. Ancak bazı aktivitelerin dikkatli yapılmasını önerdi.

    Uyku Pozisyonu ve Sigara Kullanımı

    Dr. Karini, glokom hastalarının uyku pozisyonlarına dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, uygun bir pozisyonun göz sağlığı için faydalı olabileceğini ifade etti. Sigaranın göz sağlığına zarar verdiğine dikkat çeken Karini, glokom hastalarının sigarayı bırakmalarının hayati olduğunu vurguladı.

    Son olarak, düzenli kontrollerin ve sağlıklı yaşam tarzının glokomun yönetiminde ne denli kritik olduğunu belirten Dr. Karini, “Glokom tedavi edilebilir fakat kaybedilen görme, geri kazanılamaz” diyerek uyarıda bulundu.