Türkiye’de HIV vakaları artış eğiliminde

Editör
2 Dakika Okuma

HIV Vaka Sayıları Türkiye’de Artış Gösteriyor

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nın Başkanlığı’nı üstlenen Prof. Dr. Emin Halis Akalın, dünya genelinde HIV vakalarında azalma yaşanırken, Türkiye’nin farklı bir tabloyla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Nilüfer’de Sağlık’ etkinliği çerçevesinde “HIV/AIDS Yeterince Farkında Mıyız?” başlıklı bir seminer düzenlendi. Bu seminerde, akademisyenler, global ölçekte yaşanan düşüşe karşın Türkiye’deki rakamların yükselişine dikkat çekerek erken tanının kritik önemi üzerinde durdular.

Etkinliğe katılan birçok vatandaşın yanı sıra, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Şahin de bulunmaktaydı. Seminerde Prof. Dr. Emin Halis Akalın ve akademisyen Doç. Dr. Uğur Önal, konuyla ilgili değerli bilgiler aktardı.

Türkiye’deki Vakaların Yükselişi Endişe Verici

Prof. Dr. Akalın, HIV enfeksiyonlarının dünya genelinde azalma eğilimindeyken, Türkiye’nin durumunun oldukça farklı olduğunu kaydetti. Akalın, 1980’lerden itibaren süregelen bu önemli salgının etkilerine dikkat çekerek, “Dünya genelinde yeni enfeksiyon sayıları azalırken, Türkiye’de resmi verilere göre bu rakamlar yükseliş göstermeye devam ediyor. Şu an tanı almış yaklaşık 60 bin birey var, ancak tedaviye ulaşamayanlar da dikkate alındığında bu sayıyı iki katına çıkarmak gerek,” ifadelerini kullandı. Akalın, günümüzde effective tedavi ile bu bireylerin yaşam süresinin HIV ile yaşamayanlar ile eşit seviyeye ulaşabileceğini belirtti.

Nilüfer Belediyesi’nin bu konuda farkındalık oluşturması açısından takdir eden Akalın, belediyenin Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi’nin önemli bir işlev üstlendiği ve bu merkez aracılığıyla anonim testlerin sunulduğunu ifade etti.

Korunma Yöntemleri ve Yanlış Algılar

Seminerde, Doç. Dr. Uğur Önal, HIV’in bulaşma yolları hakkında bilgi vererek, toplumda yerleşik yanlış algılara ve tedavi süreçlerinin etkinliğine vurgu yaptı. Önal, “HIV en fazla korunmasız cinsel temas yoluyla bulaşır. Bunun dışında, tokalaşmak, sarılmak veya ortak eşyaları kullanmakla bulaşmaz. Bir kişi düzenli tedavi görürse ve virüs seviyesi tespit edilemeyecek seviyeye inerse, bu kişi bulaştırıcı olarak kabul edilmez. Bu durum, toplum sağlığını korumanın yanı sıra bireylerin de normal bir hayat sürdürmeleri için fırsat tanıyor,” şeklinde konuştu.

Erken tanının, bağışıklık sistemini korumak ve hastalığın yayılımını durdurmak için en etkili araç olduğunu hatırlatan akademisyenler, seminerin sonunda katılımcılardan gelen soruları yanıtlayarak etkinliği tamamladılar.

ETİKETLENDİ:
Bu Makaleyi Paylaş