DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, HIV/AIDS hastalığına dair farkındalığı artırmak amacıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıda, Türkiye’nin HIV enfeksiyonundaki %450 oranındaki korkutucu artışa dikkat çeken Doç. Dr. Nevin İnce, bu durumun ciddi boyutlara ulaştığını ifade etti.
Farkındalık İçin Eğitim Programı
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen eğitim programına ev sahipliği yaptı. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nevin İnce, konuşmasında AIDS’in risk faktörleri, bulaşma yolları, korunma yöntemleri ile erken tanının önemini kapsamlı bir şekilde anlatan bilgiler sundu.
HIV ve AIDS Hakkında Bilgilendirme
HIV/AIDS hastalığının tarihsel gelişimine de değinen İnce, AIDS’in Türkiye’de 1985 yılında bildirimi zorunlu hastalıklar listesine girdiğini belirtti. Katılımcılara istatistiksel verilere dayanarak HIV’in “İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü” olduğunu ve AIDS’in bu virüsün en ileri aşaması olarak tanımlandığını aktardı.
Türkiye’de 57 bin 101 HIV pozitif birey bulunduğunu belirten İnce, bu rakamların toplumda yaygın yanlış anlamalar ve önyargılar nedeniyle daha az olduğunun düşünüldüğünü vurguladı. Ayrıca, pek çok kişinin damgalanma korkusuyla sağlık kuruluşlarına başvurmadığını ve bunun da erken tanıyı geciktirdiğinin altını çizdi.
Vaka Dağılımı ve Bulaşma Yolları
Doç. Dr. İnce, vaka sayılarının özellikle 25-34 yaş aralığındaki bireylerde yoğunlaştığını ve erkeklerin kadınlara oranla daha fazla etkilendiğini aktardı. Cinsel temasın HIV’in en yaygın bulaşma yolu olduğunu belirten İnce, HIV’in günlük yaşamda el sıkışma, ortak eşyalar, tuvalet veya duş gibi yollarla geçmediğini ve erken tanının bu hastalığın tedavi edilebilir bir kronik enfeksiyon haline gelmesinde önemli olduğunu söyledi.
Eğitim programında katılımcıların sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Nevin İnce, “HIV ile yaşayan bireyler, uygun tedavi ile sağlıklı bir yaşam sürebilirler. Tedavi gören ve viral yükü kontrol altına alınan kişilerde cinsel yolla bulaştırıcılık riski ortadan kalkar. Damgalanma, tanıyı geciktirir ve salgının büyümesine yol açar. Doğru bilgi, korkuları azaltır; farkındalık ise hayat kurtarır.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.












