Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Demans Hastalığının Erken Belirtileri ve Önleme Yöntemleri Üzerine Uzman Görüşleri

    Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Çabalar, demansın hafıza kaybının ötesinde ciddi düşünme ve iletişim sorunlarına yol açtığını belirtti. Erken tanı ve sağlıklı yaşam tarzı ile riskin azaltılabileceğini vurguladı. Beslenmede Akdeniz diyeti ve düzenli fiziksel etkinlikler önerdi.

    Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr.

    Demans Nedir ve Etkileri Nelerdir?

    Demans, yalnızca hafıza kaybıyla sınırlı kalmayıp, düşünme, karar verme, iletişim kurma ve günlük işlevleri etkileyen, zamanla ilerleyen bir beyin hastalığıdır. Erken farkındalık ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, demans riskini önemli ölçüde azaltabilir.

    Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Çabalar, demansın, Alzheimer, vasküler demans ve Lewy cisimcikli demans gibi birçok alt türü barındıran ve beynin zamanla hasar görmesiyle gelişen bir bilişsel bozukluklar grubunu oluşturduğunu ifade etti.

    Erken Belirtiler Nelerdir?

    Prof. Dr. Çabalar, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmanın mümkün olabileceği erken belirtileri şu şekilde açıkladı:

    – **Gündelik hafıza kayıpları:** Anahtarlar ve cüzdanın sürekli kaybedilmesi, tekrar eden sorular sorma ve yakın zamanda yaşanan olayları hatırlayamama.

    – **Zihinsel karışıklık:** Tarih, yer ve zamanı karıştırma, rutin işlerin organize edilmesinde zorluk.

    – **Dil ve iletişim sorunları:** Kelime bulmakta güçlük çekme, cümle kurarken takılma.

    – **Problem çözme zorluğu:** Fatura ödemek veya alışveriş listesi hazırlamak gibi temel görevlerde zorluk çekme.

    – **Kişilik ve davranış değişiklikleri:** Ani sinirlilik, sosyal geri çekilme ve karar verme güçlükleri.

    Demanstan Korunma Yöntemleri

    Çabalar, demanstan korunmak için beyin sağlığına katkı sağlayacak beslenme yöntemlerini önerdi. “Akdeniz tarzı beslenme tercih edilmelidir. Zeytinyağı, omega-3 açısından zengin balıklar, yeşil yapraklı sebzeler, ceviz ve badem gibi kuruyemişler, yaban mersini gibi antioksidan meyveler ve tam tahıllar, önemli besin kaynaklarıdır. Aşırı şeker, paketlenmiş gıdalar, kızartmalar, tuz ve trans yağlar ise tüketilmemelidir.” şeklinde konuştu.

    Ayrıca yaşam tarzında yapılacak değişikliklerin de önemli olduğuna dikkat çekerek, “Haftada 150 dakikalık düzenli fiziksel aktivite, demans riskini yüzde 35 oranında azaltabilir. Arkadaşlarla sosyalleşmek, grup etkinliklerine katılmak zihinsel sağlığı koruyabilir. Zihinsel egzersizler; bulmacalar çözmek, yeni diller öğrenmek, kitap okumak ve müzik aleti çalmak beyin bağlantılarını güçlendirir. Düzenli uyku almak; gecede 7-8 saat kaliteli uyku, beyin toksinlerinin temizlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Tansiyon, şeker ve kolesterol seviyelerinin kontrolü de demans riskini azaltan unsurlardır.” ifadelerini kullandı.

    Demans Yönetimi ve Tedavi Seçenekleri

    Prof. Dr. Çabalar, demansın tamamen durdurulamayacağını, ancak erken teşhis, yaşam tarzı düzenlemeleri, düzenli nörolojik takip ve uygun tedavi ile ilerlemenin yavaşlatılabileceğini belirtti. “Hafızanın tamamen geri kazanılması söz konusu olmayabilir, ancak doğru yaklaşımlar ile düşüş hızını yavaşlatmak, günlük yaşam kalitesini artırmak ve bazı bilişsel işlevleri güçlendirmek mümkündür. İlaç tedavisi, belirtilerin hafifletilmesine ve ilerlemenin yavaşlamasına yardımcı olabilir.” diye ekledi.

    Ayrıca, yaşam tarzı terapileri, hafıza egzersizleri ve beslenme takviyeleri (doktor önerisiyle) gibi uygulamaların da önemli olduğunu vurguladı. Omega-3, B12, Folat ve D vitamini gibi öğeler ile günlük yaşam destekleri, güvenli ev düzenlemeleri ve hafıza hatırlatıcılar sayesinde demansın yönetilebilir bir süreç haline getirilmesi sağlanabilir. Bu bağlamda, sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli muayeneler ve erken tanı ile hastaların yaşam kalitesinin yıllarca sürdürülebileceği ifade edildi.