Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uzmanından Zorbalıkla Mücadele İçin Önemli Tavsiyeler

Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Dr. Tuğba Ayçiçek Dinçer, zorbalığın okullarda ve çevrelerde yaygın olduğunu belirtti. Zorbalık türleri fiziksel, sözlü ve dijital olarak çeşitlenirken, kız çocukları siber zorbalıkta daha fazla mağdur olmakta. Zorbaların davranışları, eğitim eksikliği ve olumsuz aile tutumundan kaynaklanıyor. Çocukları korumak için aileler, eğitimcilerle işbirliği yapmalı ve empati geliştiren aktiviteler teşvik edilmeli.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden Dr. Tuğba Ayçiçek Dinçer, zorbalığın okullarda ve

**Zorbalık, Çocukların Sosyal Gelişimi Üzerinde Olumsuz Etki Yaratıyor**

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Ayçiçek Dinçer, zorbalık olgusunun genç bireylerin sosyal etkileşimde bulunduğu okullar ve çevrelerinde sıklıkla görüldüğünü vurguladı. Dinçer, “Zorbalık, güç dengesizliğine dayanan, tekrarlayan ya da tekrar edebilecek nitelikteki istenmeyen saldırgan davranışlardır” diyerek zorbalığın mahiyetini açıkladı.

Zorbalık Davranışlarının Özellikleri

Dr. Ayçiçek Dinçer, zorbalık davranışlarının genellikle kimler tarafından sergilendiğini ve hangi alanlarda ortaya çıktığını da ele aldı. “Zorbalık, birinin diğerine güç gösterisi yaptığı durumlar için geçerli olan, tekrarlayan ya da tekrarlama olasılığı olan istenmeyen saldırgan tutumları ifade eder. Bu tür davranışların çoğunlukla okul dönemindeki çocuklar arasında yaşandığını teyit edebiliriz. Zorbalığın gözlemlendiği başlıca alanlar ise, ergenlerin sosyalleştiği okullar ve onların çevresindeki mahallelerdir” şeklinde konuştu.

Zorbalığın Üç Temel Türü

Zorbalığın farklı şekillerinin olduğunu da belirten Dr. Tuğba Ayçiçek Dinçer, bu konuda şu bilgileri sundu: “Zorbalığın üç ana türü mevcuttur. Akran zorbalığı, klasik zorbalığın bir parçasıdır ve bu türün de kendine özgü üç alt tipi bulunmaktadır. Bunlar fiziksel, sözel ve sosyal-ilişkisel zorbalık olarak sınıflandırılabilir. Fiziksel zorbalık, bireyin diğerine fiziksel şiddet uygulaması olarak tanımlanırken; sözel zorbalık, bir kişinin görünümüne, yeteneklerine ya da ailesine yönelik alaycı ya da aşağılayıcı davranışlar içermektedir. Sosyal ilişkiler açısından zorbalık ise, kurbanın sosyal ilişkilerini karalama ve dışlama gibi tutumlarla kendini gösterir.”

Dijital Zorbalığın Yükselişi

Pandemi sürecinde çocukların ekran başında daha çok vakit geçirdiğini ifade eden Dr. Dinçer, “Dijital zorbalık, günümüzde en yükselen zorbalık türlerinden biri haline geldi. Pandemi sırasında çocuklar, dijital ortamları daha etkin kullanmayı öğrenme fırsatı buldu. İnternetin geniş ve kontrolsüz yapısı, gençlerin böyle ortamlarda olumsuz davranışlarda bulunmasına zemin hazırlıyor. Çevrimiçi ortamlarda dedikodu yapma, izinsiz fotoğraf paylaşma gibi davranışlar artık sıklıkla yaşanıyor. Dijital zorbalığa uğrayan kişiye yönelik saldırılar, hızlı bir şekilde yayılma özelliğine sahip” dedi.

Cinsiyet Farklılıkları ve Zorbalık Türleri

Zorbalığın hangi cinsiyetler arasında nasıl dağıldığına dair yorumda bulunan Dr. Ayçiçek Dinçer, “Zorbalık, erkek ve kız çocukları arasında benzer seviyelerde görülüyor ancak siber zorbalıkta kız çocuklarının mağduriyet oranı daha yüksek. Erkekler, genellikle fiziksel veya sözel zorbalığa maruz kalırken, kızlar iletişimsel ve sosyal zorbalık türlerine daha fazla maruz kalıyor” şeklinde belirtti.

Zorbalık Mağdurlarının Profili

Zorba ve mağdurların kişilik özelliklerine dair de bilgiler veren Dr. Dinçer, “Zorbalık mağduru olan çocuklar genellikle dış görünüşleriyle barışık olmayan, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı gruplardan gelen ve sosyal etkileşimleri az olan bireylerdir. Bu çocukların geçmişlerinde çoğu zaman ihmal ve istismar görebiliyoruz. Zorbaların ise, dışarıdan popüler görünüyor olmalarına rağmen, okul başarıları genellikle düşük ve duygusal kontrol yetenekleri zayıftır” ifadelerini kullandı.

Zorbalığa Hoş Görmeyen Tutumlar Geliştirilmelidir

Zorbalığın önlenmesi ve mağdurların desteklenmesi hakkında önerilerde bulunan Dr. Dinçer, “Okul ve aile işbirliği sağlanarak, zorbalıkla ilgili eğitimler verilmelidir. Zorbaların yaptıklarının kabul edilemez olduğunu öğretmek, atılması gereken ilk adımdır. Aileler, çocuklarına bu durumu anlaşılır ve etkili bir şekilde öğretmelidir. Çocukların sosyal becerilerini geliştirmek ve empati yeteneklerini artırmak için onlara spor gibi olumlu aktiviteler sunmak da büyük bir önem taşır” diyerek yazısını sonlandırdı.

Dr. Dinçer, zorbalığın sadece çocukluk döneminde değil, tüm yaşam boyunca etkilerini hissettirdiğini ve bu konuda herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini belirtti.