Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Obezite Cerrahisi, Ameliyat Dışı Süreçlerle Kalıcı Başarıya Ulaşmayı Gerektiriyor

Eskişehir’de Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Tolga Hüner, obezite cerrahisinin sadece ameliyatla sınırlı olmadığını, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve psikolojik desteğin başarı için kritik önem taşıdığını belirtti. Ameliyat sonrası düzenli izleme ve destek ile yaşam kalitesinin arttığını vurguladı.

Eskişehir'de Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Tolga Hüner, obezite cerrahisinin sadece

Obezite Cerrahisi; Ameliyatla Sınırlı Değil

Eskişehir’de bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Tolga Hüner, obezite cerrahisinin sadece bir cerrahi işlem olmadığını, aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlıkları, düzenli egzersiz ve psikolojik destek ile birlikte uygulanmasının gerektiğini vurguladı. Bu unsurların sürecin başarı oranını artırmada kritik bir rol oynadığını ifade etti.

Obezite Cerrahisi Nedir?

Dr. Hüner, uzun süre devam eden diyet ve egzersiz çabalarına rağmen başarı elde edemeyen ve yüksek vücut kitle indeksine sahip bireyler için ameliyatın etkili bir çözüm sunduğunu aktardı. Obezite cerrahisinin temel amacının midenin hacminin küçültülmesi ya da bağırsaklardan gıda emiliminin azaltılması olduğunu belirtti.

Kimler Obezite Cerrahisinden Yararlanabilir?

Obezite cerrahisine, BMI (Vücut Kitle İndeksi) 40 ve üzerinde olan bireyler için önerildiğini söyleyen Dr. Hüner, “Ayrıca, BMI 35’in üzerinde olup diyabet, hipertansiyon ya da uyku apnesi gibi sağlık sorunları yaşayanlar da bu yönteme aday olabilir. Ancak, bu karar çok disiplinli bir yaklaşımla alınmalıdır.” dedi. Ameliyat öncesinde genel cerrahi, endokrinoloji, diyetisyen ve psikiyatrist gibi farklı alanlardan uzman görüşlerinin alınmasının önemine dikkat çekti.

Tüp Mide ve Gastrik Bypass Yöntemleri

En yaygın iki cerrahi yöntem olarak tüp mide ve gastrik bypassı belirten Dr. Hüner, tüp mide operasyonunun midenin yaklaşık yüzde 80’inin çıkarılmasıyla gerçekleştirildiğini, bu sayede hem mide hacminin küçüldüğünü hem de ‘ghrelin’ hormonunun üretiminin azaldığını anlattı. Gastrik bypass operasyonunda ise hem mide küçültüldüğünü hem de ince bağırsağın bir bölümü devre dışı bırakıldığını ifade etti. Böylelikle gıda alımının ve kalori emiliminin kısıtlandığını vurguladı.

Ameliyat Sonrası Süreç

Dr. Hüner, cerrahinin ardından düzenli kontrollerin, diyetisyen desteği ile beslenmenin ve psikolojik terapilerin önemini de belirtti. Ameliyatın genellikle kapalı yöntemle yapıldığını ve bu tekniğin daha az ağrı, daha küçük kesiler ve hızlı bir iyileşme sağladığını ekledi.

Obezite Cerrahisi Yan Etkileri ve Riskleri

Obezite cerrahisinin sadece kilo vermekle kalmayıp, aynı zamanda diyabet, hipertansiyon gibi metabolik hastalıklarda da olumlu gelişmelere yardımcı olabileceği ifade edildi. Dr. Hüner, bu tür cerrahilerin tamamen risksiz olmadığını, enfeksiyon ve anesteziye bağlı komplikasyonlar gibi durumların göz önünde bulundurulması gerektiğini bildirdi.

Disiplinli Bir Yaşam Fiziksel ve Psikolojik Yararlar Sağlıyor

Ameliyattan sonraki ilk 6-12 ay boyunca hastaların hızlı kilolar kaybettiğini belirten Dr. Hüner, bu kiloların uzun vadede korunmasının sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerine bağlı olduğunu dile getirdi. Dr. Hüner, obezite cerrahisinin yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynayabileceğini ancak sürecin disiplin, sabır ve sorumluluk gerektirdiğini vurguladı. Uygun adaylarda bu cerrahi işlemin, yaşam süresini uzatmada ve genel yaşam kalitesini artırmada olumlu sonuçlar sağlayabileceğini belirtti.