Sivas mutfağının önemli bir parçası olan peskütan çorbası, zengin besin içeriği ve doyurucu özelliği ile öne çıkıyor. Özellikle kış aylarında sıkça tüketilen bu çorba, ana yemeklerle yarışacak derecede katkı sağlıyor. Sütün ekşitilmesiyle elde edilen ve yoğurt kıvamına getirilen peskütan, dört mevsim boyunca sofraların vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Yaz aylarında soğuk olarak servis edildiğinde ferahlatıcı bir etki yaratırken, kış aylarında sıcak içildiğinde vücudu sarıp sarmalıyor. Uzmanlar, geleneksel ve besin değeri yüksek yemeklerin sağlığa olan katkılarına dikkat çekerken, gençlerin hazır gıdalara yönelmesinin risklerine de vurgu yapıyor.
Yıllardır geleneksel metotlarla peskütan çorbası hazırlayan Meliha Akben, “Peskütan çorbası çoğunlukla bahar aylarında yapılır. Bu, Sivas’a özgü bir yemektir ve sütle ya da yoğurtla hazırlanabilir. Süt, yayık makinesine konarak yayılır, yüzeydeki yağlar alınır ve tekrar yayılır. İşlemler tamamlandıktan sonra tencereye alınarak sürekli karıştırılır. Peskütanın miktarına göre un eklenir. Ardından tencere soğuk suya oturtulur ve soğuması sağlanarak tekrar karıştırma işlemi yapılır. Soğuduktan sonra bez torbalarıyla süzülerek kullanıma hazır hale gelir ve koruma amacıyla kalın kaya tuzu eklenir. Soğuk havalarda sıcak ve lezzetli bir çorba arayışında peskütan çorbası tercih edilir. Bu çorbanın yapımında yarma (buğday), yeşil mercimek ve parça et kullanılır. Sivas’taki gençler peskütan çorbasını yakından tanır; ancak günümüzde daha çok restoran ve fast food seçenekleriyle beslenmekte. Bu noktada ebeveynlerin, çocukları sağlıklı ev yemeklerine, çorbalara alıştırmaları oldukça önemli. Peskütan çorbasını doyurucu, besleyici ve lezzetli bir seçenek olarak öneririm. Bu çorba, ana yemek olarak tek başına yeterli bir öğün sunmaktadır.” şeklinde konuştu.