Yarım asrı aşkın bir süredir bu sanatı yaşatmayı amaçlayan Özcan, çocukluk döneminde babasının yanında başladığı ciltçilik serüvenini ömrü boyunca devam ettirmek istediğini vurguladı. Kur’an-ı Kerim ciltleme işini sadece bir meslek olarak değil, aynı zamanda manevi bir sorumluluk olarak gördüğünü ifade etti.
Özcan, bu alanda gençlerin yeterince yetişmediğinden ve bu değerli geleneği devralacak dürüst, işine bağlı bir genç arayışında olduğundan bahsetti.
“Kur’an-ı Kerim’in ciltlenmesi için ısrarcı oldum”
İlk olarak 1969 yılında babasıyla bu işe adım atan Mahmut Sami Özcan, “35-40 yıl matbaacılık yaptım. Babam ciltçilik yapıyordu. Onun vefatının ardından, kardeşime bu mesleği sürdürmesi konusunda ısrar ettim. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in ciltsiz kalmaması gerektiğine inanıyordum” dedi. Kendisinin, işine olan sevgisi sayesinde zorluklara katlandığını ve Kur’an-ı Kerim ile çalışmanın kendisine büyük mutluluk verdiğini belirtti.
Ciltleme için kullandığı malzemeleri de açıklayan Özcan, “Biz suni deri yani termo deri kullanıyoruz. Kağıt ciltlemeyi tercih etmiyoruz; çünkü Kur’an-ı Kerim’e en iyi şekilde hizmet edilmesi gerektiğine inanıyoruz” diye ifade etti.
“Sağlık süresince bu işi devam ettireceğim”
Özcan, bu alanda gençlerin az olması hususunda duyduğu kaygıyı dile getirerek, “Ciltleme yapacak gençler yok. Ancak bu mesleğe yönelik bir ilgi olmalarını arzuluyorum. İstediğim, bu işi layıkıyla yapacak birini bulabilmek. Ömrüm yettiği müddetçe bir gencin yetişmesine yardımcı olarak bu geleneği devam ettirdiğimi görmek istiyorum. Ahlaklı, Kur’an-ı Kerim bilen bir genç bulmak en büyük dileğim. Sağlığım elverdiği sürece ciltçilik yapmayı sürdüreceğim” şeklinde konuştu.
