Rusya'da yaşanan saldırıyı ve yaşananları Fatih Altaylı yorumladı. Rusya’da yine bir baskın yine bir katliam. Putin döneminde bu kaçıncı benzer olay acaba! Bu kez en az 60 ölüm, 100’ü aşkın yaralı var.

Rusya’da yine bir baskın yine bir katliam.

Putin döneminde bu kaçıncı benzer olay acaba!

Bu kez en az 60 ölüm, 100’ü aşkın yaralı var.

O an için kimliği belirsiz bir grup, Moskova’daki Crocus City Hall alışveriş ve eğlence merkezine baskın yapıyor, önlerine çıkanı öldürüyor, herkese kurşun yağdırıyorlar.

Sonra da kaçıp izlerini kaybettiriyorlar.

Olayın ardından başta Fransa’dakiler olmak üzere “NATO Basını” katliamı Rusya’daki iktidarın üzerine yıkmak için yayına başlıyorlar.

Bilerek veya bilmeyerek…

Çünkü Beslan Katliamı hâlâ akıllarda.

2004 yılında Çeçen direniş lideri Şamil Basayev’in emri ile bir grup Çeçen terörist Kuzey Osetya’da bir okulu basmış, 1.100 kişiye rehin almıştı.

Rus güvenlik güçleri olaya sert bir müdahalede bulunmuş, tanklar ve roket atarlarla okula saldırmış ve 186’sı çocuk, 334 sivil yaşamını yitirmişti.

Bu olay Putin’in bir dizi güvenlik reformu yapmasına imkan tanıdığı ve Putin’in çok güçlenmesini sağladığı için hâlâ soru işaretlidir ve bu baskının aslında Rusya’nın planlı bir işi olup olmadığı konusu hâlâ tartışmalıdır.

Bu yüzden de Crocus katliamının da, Rusya tarafından Ukrayna’yı suçlamak için “planlanmış” bir olay olduğu iddiaları hemen yayıldı.

Ancak kısa süre sonra DAEŞ ya da IŞİD saldırıyı üstlendiğini açıkladı.

Bu üstlenme, durumu daha da karışık hale getirdi.

Bir yanda ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK ile işbirliği yaparak ortadan kaldırmaya çalıştığı, ABD’nin düşmanı IŞİD, diğer yanda ABD ile yakın tarihinin en gergin günlerini yaşayan Rusya’ya saldıran IŞİD.

ABD’nin sözde düşmanı ama ABD’nin gerektiği zaman bahanesi, gerektiği zaman mikseri IŞİD.

Herhalde bu terör örgütünün niye bir türlü bitmediğini şimdi daha iyi anlıyorsunuz.

Arkasında bir büyük devletin olmadığı terör örgütü yoktur.

Ülke ne kadar güçlü ise o kadar terörist besler.

Hangi tipi gerekiyorsa.

Bazen İslamcı, bazen ayrılıkçı.

Yerine göre.

Zeminine göre.

O kadar da fütursuzdur ki, kendi halkını uyarır.

Göz göre göre.


Babadan kalmadı

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Turgut Altınok, üzerinde 600 daire olduğu iddia edilen Antalya’daki arazilerin kendisine babadan, dededen kaldığını iddia ediyor.

Daha doğrusu tam böyle demiyor ama açıklamalarından anlaşılan bu.

Ancak durum pek öyle değil.

Tapu kayıtlarına bakmakla çok hızla anlaşılacak bir konuda doğruyu saklamanın alemi yok.

Turgut Altınok, Antalya Aksu’daki bu arazileri bundan 10 yıl kadar önce satın almaya başladı.

O sırada imarı olmayan arazileri, pek de pahalı olmayan bir fiyattan topladı.

Hatırladığım kadarı ile o sırada belediye başkanlığından ayrılmıştı ancak AKP’de etkili bir isimdi.

Turgut Altınok’un aldığı araziler için Altınok’un satın almasından sonra Aksu Belediyesi’ne baskılar başladı.

Ve bir süre sonra bölge imara açıldı, inşaat izinleri çıktı.

Altınok’un arazileri dolar bazında 20 kat değer kazandı.

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası bölgeye gelen göçle arazilerde hızlı bir yapılaşma başladı.

Şu anda Antalya’nın en yoğun inşaat yapılan bölgesi burası.

Ve 1 artı 1 yaklaşık 50 metrekarelik dairelerin fiyatları 150 bin dolar civarı.

Bu arazilerin babadan kalmadığı net.

Babadan kalsa kalsa bu akıllı yatırımı yapmasını sağlayan zekası kalmıştır.

Fazlası değil.

DEVAMI