Putin’in Ukrayna Talepleri ve Batı ile İlişkiler
Kremlin kaynaklarına dayandırılan bilgilere göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın doğusunda bulunan Donbas bölgesi üzerindeki taleplerinin yanı sıra NATO üyeliği hedeflerinden de vazgeçmesini istiyor. İngiliz haber ajansı Reuters’a açıklamada bulunan ve kimlikleri gizli tutulan üç kaynak, Putin’in tarafsız kalınması ve Batılı askerlerin Ukrayna topraklarına girmemesi konusundaki isteğini aktardı.
Alaska Zirvesi’nin Ardından Gelen Gelişmeler
Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump’ın 15 Ağustos’ta Alaska’da düzenlediği zirvenin ardından, Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy ve Avrupa liderleriyle yaptığı güvenlik garantileri üzerine görüşmeler yeniden gündem oldu. Kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında, Putin’in Donbas bölgesinin kontrolünü terk etme isteği hala gündemde; fakat buna karşılık Zaporijya ve Herson’daki mevcut cephe hatlarının dondurulmasına niyetli olduğu bildiriliyor. Ayrıca, Harkov, Sumy ve Dnipropetrovsk’taki küçük işgal alanları için geri dönüşün mümkün olabileceği belirtiliyor.
Zelenskiy’nin Duruşu ve NATO Üyeliği
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, uluslararası alanda tanınan Ukrayna sınırlarından anlaşma gereği çekilmeyeceğini sıkça ifade etmekte. Bu durum, Zelenskiy’nin Donbas’ı Rusya’nın ilerlemesini engelleyen bir “kale” olarak değerlendirmesiyle de örtüşüyor. Güvenlik garantileri konusundaki müzakerelerin devam etmesine rağmen, Putin’in NATO’nun doğuya genişlemesiyle ilgili yasal bir taahhüt talep ettiği bildirilmekte.
Putin’in Barış İncitme Mesajı
Adı açıklanmayan kaynaklar, Putin’in Alaska’daki görüşmelerde barışa ve uzlaşmaya açık olduğunu göstermesi bakımından önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı. Bir kaynak, “Putin barış için hazır, uzlaşmaya hazır. Bu mesaj Trump’a iletildi.” şeklinde yorumda bulundu. Ancak, başka bir kaynak, ekonomik zorlukların Putin için daha az öncelikli olduğunu ve Rusya’nın mevcut ekonomik durumunun bilincinde olduğunu ifade etti.
ABD merkezli raporlar, Rusya’nın Donbas’ın yüzde 88’ini, Zaporijya’nın ise yüzde 73’ünü kontrolü altında tuttuğunu gösteriyor. Tüm bu gelişmeler, Ukrayna’nın güvenliği ve bölgedeki istikrar açısından dikkate değer bir öneme sahip.