Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Üniversite Tercih Döneminde Adaylara Psikolojik Tavsiyeler: Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu Açıklıyor

    Üniversite tercih dönemi başladı ve adaylar için kritik kararlar sürecinde çeşitli psikolojik faktörler rol oynuyor. İstinye Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, adaylara içsel motivasyon ve duygusal farkındalık gibi unsurları göz önünde bulundurarak doğru tercihler yapmalarını öneriyor.

    Üniversite tercih dönemi başladı ve adaylar için kritik kararlar sürecinde

    Üniversite Tercih Dönemi Başladı

    Üniversite adayları için kritik bir dönem olan tercih dönemi, 13 Ağustos’a kadar devam edecek. İstinye Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, bu süreçte öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu.

    Tercih, Kimlik Gelişimi İçin Kriterdir

    Üniversite tercihleri, gençlerin hayatlarında büyük bir dönüm noktası olmanın yanı sıra, akademik başarının ötesinde kişilik ve kimlik gelişiminde de belirleyici bir rol oynuyor. Ancak bu süreçte gençlerin kararları, çoğu zaman farkında olmadıkları psikolojik etkiler tarafından yönlendiriliyor. Duygusal zorluklar, motivasyon faktörleri ve çevresel etmenler, tercihlerini şekillendiren başlıca unsurlar arasında yer alıyor.

    Prof. Dr. Şalcıoğlu, adayların dikkat etmesi gereken önemli noktaları paylaştı.

    Duygusal Baskı ve Karar Verme Süreci

    Duygusal yönetim, tercih süreçlerinde avantaj sağlayabilir. Prof. Dr. Şalcıoğlu, kaygı ve belirsizlik üzerindeki etkileri şu şekilde özetledi: “Tercih döneminde kaygı genellikle ön planda. Belirsizlik ve aile beklentileri gibi faktörler, gençlerin kaygısını artırabilir. Bazı adaylar, bu baskı altında karar vermeyi erteleyebilir veya risksiz tercihlere yönelebilir.” Duyguların bastırılmaktansa doğru bir şekilde yönetilmesinin, işlevsel karar verme süreçlerini destekleyeceğine dikkat çekti.

    İçsel ve Dışsal Motivasyonun Önemi

    Prof. Dr. Şalcıoğlu, bireysel değer ve motivasyonların tercih sürecindeki rolünü vurgulayarak, “Gençler çoğu zaman dışsal faktörlere dayalı kararlar almakta. Ancak, içsel değerlerle uyumlu tercihler uzun vadede daha tatmin edici sonuçlar getiriyor” ifadelerini kullandı. Adayların, üniversite ismi ve saygınlığının ötesinde kendi ilgi alanlarını ve değerlerini göz önünde bulundurması, doğru tercihi yapmalarında etkili olacaktır.

    Tercih Listeleri ve Kişisel Motivasyonlar

    Tercih listeleri oluşturulurken sadece başarı sıralarına göre değil, bireysel motivasyon faktörlerine dayalı olarak yapılandırılması önem arz ediyor. “Gençler, kendi motivasyonlarına hitap eden sorularla bu süreci yönlendirebilir” diyen Prof. Dr. Şalcıoğlu, tercih listelerinin gerçekçi ve çeşitli risk grupları arasında dengelenmesi gerektiğine dikkat çekti.

    Başkalarını Takip Etmeyin

    Adayların sosyal çevrelerinden etkilenerek tercih yapmalarının uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. Şalcıoğlu, bireysel ilgi ve potansiyellerin önemli olduğunun altını çizdi.

    Hayal Kırıklığına Farklı Bir Bakış Açısı

    Prof. Dr. Şalcıoğlu, beklentileri karşılamayan puan durumlarının bireylerde hayal kırıklığı oluşturabileceğini ancak bunun geçici bir durum olduğunu belirtti. “Bu tür deneyimler, doğru yönetildiğinde yeni fırsatlar sunabilir” dedi.

    Aile ve Öğretmen Desteği Önemli

    Son olarak, ailelerin, öğretmenlerin ve rehberlik hizmetlerinin rolünün kritik olduğunu belirten Prof. Dr. Şalcıoğlu, gençlerin potansiyelini açığa çıkarmak için cesaretlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Adayların bu süreci sadece bir sınav olarak görmektense, yaşam yönlerini belirleyen bir fırsat olarak değerlendirmeleri, hem akademik başarıyı hem de psikolojik sağlığı olumlu yönde etkileyecektir.

    Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı