Şirketlerde Büyüme ve Risk İlişkisi
Türkiye’de son yıllarda birçok şirketin satış hacimleri ve operasyon ölçekleri hızla genişlerken, bu büyümenin beraberinde yeni riskler getirdiği gözlemleniyor. Uzmanlar, şirketlerin büyüme sürecinde yönetim ve kontrol mekanizmalarını büyümeye uygun şekilde geliştirmediğinde dışarıdan güçlü görünseler de, iç dinamiklerde kırılganlaşabileceklerini vurguluyor.
Büyüme Tek Başına Güç Değildir
Türkiye’de son yıllarda şirketlerin satış hacimleri ve operasyon ölçekleri hızla artırırken, bu büyümenin yeni riskler doğurduğu görülüyor. Konuyla ilgili açıklamalar yapan BirFatura CEO’su İbrahim Bayır, büyümenin tek başına güç anlamına gelmediğini, yönetim ve kontrol mekanizmaları aynı hızda gelişmediği takdirde şirketlerin dışarıdan güçlü görünürken içeride kırılgan hale gelebileceğini ifade etti. Büyüme dönemlerinde şirketlerin çoğunlukla satış rakamlarına odaklandığını belirten Bayır, bu yaklaşımın ciddi riskler taşıdığını söyledi. Operasyon, tedarik zinciri ve nakit akışı gibi süreçlerin satış hızına uygun şekilde yönetilmediği zaman kırılganlığın kaçınılmaz olduğunu aktaran Bayır, “Şirket büyüyor, sipariş artıyor, müşteri sayısı yükseliyor. Ancak bu büyüme aynı anda yönetilemiyorsa, ilk beklenmedik durumda sistem zorlanmaya başlıyor” diye konuştu.
Şirket Büyürken Farkındalık da Olmalı
Son dönemlerde yaşanan operasyonel ve finansal dalgalanmaların birçok şirketi beklenmedik şekilde etkilediğini dile getiren Bayır, bunun temel nedenlerinden birinin krizlere hazırlıksız yakalanmak olduğunu ifade etti. Kırılganlığın çoğu zaman kriz anında değil, işler iyi giderken de ortaya çıkabildiğini belirten Bayır, bu süreçlerde risklerin göz ardı edildiğini vurguladı. Bayır, iş dünyasında rekabetin artık yalnızca ürün ve satış üzerinden ilerlemediğini, şirketlerin ne derece yönetilebilir olduğunun belirleyici hale geldiğini aktararak, “Bir şirket büyürken aynı zamanda ne olup bittiğini görebilmeli. Nerede risk var, nerede aksama yaşanıyor, nakit akışı hangi noktada zorlanıyor; bunlar net şekilde izlenemiyorsa büyüme sağlıklı değildir” şeklinde konuştu.
Tek Kanala Bağımlılık ve Kırılganlık
Dijitalleşme ve pazaryerlerinin şirketlere önemli hız kazandırdığını dile getiren Bayır, tek kanala aşırı bağımlılığın kırılganlığı artırabileceğine dikkat çekti. Bayır, “Pazaryerleri satış hacmi açısından önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak tüm iş modelinin tek bir platforma bağlı olması, şirketlerin kontrol alanını daraltabiliyor. Sağlıklı büyüme, pazaryerlerini güçlü bir kanal olarak kullanırken aynı zamanda kendi marka ve operasyon altyapısını güçlendiren şirketler tarafından gerçekleştirilebiliyor” şeklinde ifade etti.
İç Dinamikler Kırılganlığı Artırıyor
Şirketlerin kırılganlığının sıklıkla dış faktörlerden değil, iç dinamiklerden kaynaklandığını belirten Bayır, operasyonel dağınıklık, finansal görünürlük eksikliği ve verilere dayalı karar alma alışkanlığının gelişmemesinin bu süreci hızlandırdığını ifade etti. Bayır, “Büyüme, beraberinde kurumsallaşmayı getirmiyorsa, şirketler daha hassas bir hale geliyor. Bugün şirketlerin kendine sorması gereken soru ‘Ne kadar büyüdük?’ değil, ‘Bu büyümeyi ne kadar sağlıklı yönetiyoruz?’ olmalıdır. Dayanıklılığı olmayan büyüme, uzun vadede ciddi riskler taşır” dedi.
İhlas Haber Ajansı