Serkan Yıldırım’ın Yürüttüğü Proje ile Radyoterapi Görmüş Hastalarda Tükürük Bezlerinin İyileştirilmesi Hedefleniyor

**Radyoterapi Sürecinde Tükürük Bezlerinin İyileştirilmesi Amaçlanıyor**

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Dr. Öğr. Üyesi Serkan Yıldırım’ın liderliğinde yürütülen projeyle, radyoterapi tedavisi gören hastaların hasar gören tükürük bezlerinin onarılması ve daha iyi çalışmasının sağlanması hedefleniyor. Proje kısa süre içinde tamamlanarak, kanser hastalarının yaşam kalitesinde iyileşme sağlamak amaçlanıyor.

Proje Destek Almaya Hak Kazandı

Dr. Öğr. Üyesi Serkan Yıldırım tarafından yürütülen “Radyoterapiye Bağlı Kserostomide Mezenkimal Kök Hücre Eksozomlarının Lokal Uygulamasının Terapötik Potansiyeli” isimli proje, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı’ndan destek almaya hak kazandı. Bu projede, radyoterapi tedavisi alan kanser hastalarının tükürük bezlerinin yeniden işlev kazanması amaçlanıyor. Projenin, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi’nde görevli 12 akademisyenle 36 ay içinde tamamlanması planlanıyor.

Radyoterapinin Yan Etkileri ve Projenin Önemi

Dr. Serkan Yıldırım, tümör tedavisi için radyoterapinin sıkça tercih edilen bir yöntem olduğunu belirtirken, bu tedavinin özellikle erken aşamalarda çeşitli yan etkilere yol açtığını kaydetti. Yıldırım, “Nazofarenks tümörü olarak bilinen burnun arkasındaki bölgeyi hedef alması nedeniyle, büyük tükürük bezleri radyoterapiden olumsuz şekilde etkileniyor. Bu durum, yutkunma güçlüğü gibi hayat kalitesini düşüren sorunlara sebep olabiliyor. Radyoterapi alan hastaların bu tür sorunları yaşama oranı yüzde 80-90 civarındadır. Bu nedenle, projemizle bu sorunlara çözüm sunmayı hedefledik” ifadelerini kullandı.

Kök Hücre Desteği ile Yeniden Fonksiyonel Hale Getirme

Yıldırım, başvurdukları proje çerçevesinde, deforme olmuş tükürük bezlerinin kök hücre yardımıyla yeniden işlev kazanmasının planlandığını belirtti. Dr. Yıldırım, “Hedefimiz, kök hücrenin kendisi yerine, kök hücrelerin bir parçası olan eksozomlar aracılığıyla bu işlemi gerçekleştirmektir. Klinik süreçlerimizde üreteceğimiz sonuçlar, enjeksiyon ile uygulanacak. Bu nedenle, araştırmalarımıza hemen başlayacağız. Hastalarımızda gerekli sayıya ulaşmak ve etkilerini gözlemleyebilmek için zamana ihtiyacımız var” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı