Prostat Kanseri: Erken Evre Belirtileri ve Tanı Yöntemleri
Prostat kanseri, erkekler arasında en yaygın görülen kanser türlerinden biri olmasına karşın, başlangıç aşamalarında genellikle belirti vermez. Uzmanlar, bu hastalığın en dikkat çekici belirtisinin “belirtisizlik” olduğunu ifade ediyor. Erken tanı için düzenli sağlık kontrolleri, PSA testi, manyetik rezonans (MR) görüntüleme ve biyopsi son derece önem taşıyor. Son dönemde popüler hale gelen HoLEP cerrahisi, robotik ameliyat teknikleri ve MR füzyon biyopsisi ise tedavi başarısını artırmakta ve hastaların sıkça korktuğu ereksiyon ve idrar kaçırma sorunlarını en aza indirgemektedir.
Erken Tanı Hayat Kurtarıyor
Prostat kanserinin sessiz bir şekilde ilerlediğinin altını çizen uzmanlar, zamanında yapılan testlerin hayati önem taşıdığını vurguluyor. VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Bozkurt, prostat kanserinin en büyük semptomunun aslında belirti olmaması olduğunu belirtti. Bozkurt, “Hastalar belirtiler ortaya çıktıktan sonra değil, PSA testinde yükselme görüldüğünde sağlık kuruluşlarına başvurmalılar. Eğer gerekirse MR ve biyopsi ile hastalığın varlığını araştırıyoruz. Bu nedenle, erken evrede kanser genellikle belirti vermez; en önemli gösterge de belirtinin olmamasıdır” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Bozkurt, prostatın iyi huylu büyümesinin tedavisinde “HoLEP” cerrahisinin en etkili yöntemlerden biri olduğuna da dikkat çekti.
Farklı Tedavi Seçenekleri ve Başarı Oranları
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Adem Tok, prostat kanseri tedavi seçeneklerinin hastalığın evresine bağlı olarak değiştiğini ifade etti. Erken evrede tespit edilen hastalar için yüksek oranlarda başarılı tedavi imkanı bulunduğunu aktaran Tok, “Aktif izlem adı verilen bir yöntem var. Bu, hastaya doğrudan tedavi uygulamadan, tedavi sürecini kaybettirmeden, yaşam beklentisi olan hastalarda yan etkileri geciktirerek yapılan bir yaklaşımı içeriyor. Erken tanı çok önemlidir. İleri evredeki hastalarda ise ameliyat ya da radyoterapi gibi diğer yöntemler devreye girmektedir. Açık cerrahi, laparoskopik ameliyat ve robot destekli laparoskopik cerrahi içindeki farklılıklar da başarı oranlarını etkileyebilir. Yapılan güncel araştırmalar, bu üç yönteminin de eşit şekilde başarılı olduğunu ortaya koymaktadır. İleri evre vakalarda ise multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Tok, metastatik aşamaya ulaşan hastalarda ameliyat seçeneğinin kalmadığını ve hastaların hormon tedavisi veya kemoterapi gibi onkolojik tedavilere yönlendirildiğini belirtti.
Modern Cerrahinin Avantajları
Op. Dr. Adem Tok, günümüz modern cerrahi yöntemlerinin, hastaların en çok kaygı duyduğu yan etkilerin azalmasını sağladığını vurguladı. Tecrübeli ellerde uygulanan robotik cerrahi gibi tekniklerle ereksiyon sorunlarının tek haneli rakamlara, idrar kaçırma riskinin de oldukça düşük seviyelere indirildiğini kaydeden Tok, “Gelişmiş teknikler sayesinde hastalarımızın korkuları önemli ölçüde azalmıştır. Ancak asıl hedef, tamamen kanserden arınmadır. Tedavi sürecinde deneyimli uzmanlara başvurmak, yan etkileri en aza indirgemektedir” dedi.
MR Füzyon Biyopsisinin Önemi
Tanı süreçlerinde modern yöntemlerin önemine değinen Op. Dr. Cem Alan, MR füzyon akıllı biyopsinin standart biyopsideki başarı oranına kıyasla daha yüksek olduğunu aktardı. Alan, “Bu yöntemle işlem sırasında MR görüntüleme ile tümör tespiti daha yüksek bir doğruluk oranına sahiptir. Amaç, prostat kanseri riski taşıyan bölgelerden biyopsi alabilmektir. Daha karmaşık bir süreç olmasına rağmen, kanseri tespit etme olasılığı oldukça yüksektir” şeklinde bilgi verdi.
PROSTAT KANSERİ, ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRLERİNDEN BİRİ OLMASINA RAĞMEN ERKEN EVREDE GENELLİKLE HİÇBİR BELİRTİ GÖSTERMİYOR.
PROF. DR. YAŞAR BOZKURT
OP. DR. ADEM TOK
OP. DR. CEM ALAN
PROSTAT KANSERİ, ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRLERİNDEN BİRİ OLMASINA RAĞMEN ERKEN EVREDE GENELLİKLE HİÇBİR BELİRTİ GÖSTERMİYOR.