Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, mikroplastiklerin insan sağlığına kanserojen ve hormonal etkilerle zarar verdiğini vurgulayarak Türkiye’de bu konuda çalışmaların başlatıldığını bildirdi. Mikroplastik kirliliği, dünyada çevresel sorunlar arasında en hızlı yayılan ancak en az fark edilen problemlerden biri olarak öne çıkıyor. 5 milimetreden daha küçük olan bu plastik parçalar, denizler, göller, nehirler ve hava yollarında yer almakta. Mikroplastikler, bireylerin sağlığına ve doğal ekosistemlere büyük zararlar verebilmekte, ancak bu sorun genellikle göz ardı ediliyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Cebeci, plastiklerin 1950’lerden beri üretildiğine ve hala kullanılmakta olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle 2017 sonrasında sürdürülen araştırmalar, çevre sağlığı etkinliklerinde mikroplastik ve bazen de nanoplastiklerin ön plana çıktığını göstermektedir. Mikroplastikler sıklıkla su ortamında bulunmakta. Deniz canlıları, bu küçük parçaları besin olarak algılayıp tükettiğinde, biz de onları yediğimizde uzun vadede kanserojen ve hormonal etkileri olabileceğini tahmin ediyoruz” dedi.
Cebeci, Türkiye’de mikroplastiklerle ilgili araştırmaların başlaması gerektiğine değinerek, “Plastiklerin zararlarının bilindiği halde, uzun süre doğada kalabilen bu maddeler, su, hava ve toprak ortamlarına kimyasal etkilerle zarar vermektedir. Hafif ve taşınabilir olmaları, üretimlerinin kolay olması sebebiyle plastiklere olan talep devam etmektedir. Mikroplastikler, 5 mm ve altındaki plastik parçalardır. Nanoplastikler ise daha da küçük boyutlardaki parçacıklardır. Mikroplastikler nasıl oluşuyor? Plastik şişeler, tek kullanımlık bardaklar gibi ürünler doğada uzun süre kalınca parçalanır. Ayrıca, kozmetik ürünlere yönelik artan ilgi ile jeller, peelingler ve diş macunlarındaki küçük plastik parçacıkların kullanımı da mikroplastiklerin çoğalmasına neden olmaktadır. Musluk sularında, bal ve birçok gıda ürününde mikroplastik tespit edilmiştir. Avrupa, bu meseleye yönelik bazı yasaklar getirmeye başlamıştır. 2023’te Avrupa’da tek kullanımlık plastiklerin yasaklandığını biliyoruz. Standart plastikler yerine doğada parçalanabilen biyoçözünür plastiklerin üretimi tüm sektörlerde artırılmalıdır” şeklinde ifadelerde bulundu.