Kadınlarda Yumurtalık Kanseri Tehditi: Erken Tanı Hayati Öneme Sahip

Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Hilal Mürüvvet Bulut Aydemir, yumurtalık kanserinin erken evrede belirti vermediğini ve bu nedenle tanıların genellikle geç konduğunu vurguladı. Düzenli jinekolojik muayenelerin önemine dikkat çekerek, hastaların erken tanı ile daha yüksek sağ kalım oranlarına ulaşabileceğini belirtti.

Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Hilal Mürüvvet Bulut Aydemir, kadınlarda yumurtalık kanserinin sıklığını vurguladı. Dr. Aydemir, “Yumurtalık kanseri, diğer jinekolojik kanserlere göre erken dönemlerinde belirti vermediği için genellikle tanısı geç konulmaktadır. Bu durum, tedavi sürecini olumsuz etkileyebilir. Erken aşamada tanı konulan hastaların sağ kalım oranları ise önemli ölçüde artmaktadır. Bu nedenle, düzenli jinekolojik muayene ve ultrasonografi ile izleme, erken tanının sağlanması açısından son derece önemlidir ve ihmal edilmemelidir” dedi.

Aydemir, yumurtalık (over) kanseri hakkında şu bilgileri paylaştı: “Bu kanser türü, kadın üreme organlarının her iki yanında bulunan ve yumurta üretimiyle östrojen ve progesteron hormonlarını yöneten yumurtalıklar ile fallop tüplerinde ortaya çıkmakta. Over kanseri, bu dokulardaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyüp çoğalması sonucunda meydana gelir.”

Opr. Dr. Aydemir, Türkiye’de yumurtalık kanserinin, rahim kanserinden sonra en sık rastlanan ikinci jinekolojik kanser olduğunu sözlerine ekleyerek, “Jinekolojik kanserler arasında en çok ölüme neden olan kanser türüdür” ifadelerini kullandı.

Yumurtalık kanserinin belirtilerinin genellikle hastalığın ilerlemiş evrelerinde ortaya çıktığını aktaran Aydemir, “Karında şişkinlik, ağrı, sıvı birikimi, ele gelen kitle, kabızlık, sık idrara çıkma, bulantı, kusma, menopoz sonrası kanama ve önemli kilo kaybı, hastalığın yaygın belirtileri arasında yer almaktadır” açıklamasında bulundu.

Aydemir, hastaların yalnızca yüzde 20’sinin erken evrelerde teşhis edilebildiğini belirten Aydemir, “Çoğu kadın, hastalığın ileri aşamasında tanı almakta ve bu durumda tedavi süreci daha karmaşık hale gelmektedir. Günümüzde ise bu kanseri erken evrede belirlemek için kesin bir tarama yöntemi mevcut değildir. Bu nedenle, kadınların belirtilere karşı dikkatli olmalı ve yılda en az bir kez jinekolojik muayeneden geçmeleri oldukça önemlidir. Özellikle risk faktörlerinin varlığı durumunda kadınların daha sık izlenmesi gerekmektedir. Ailede yumurtalık veya meme kanseri öyküsü, genetik yatkınlık, aşırı kilo, hiç çocuk sahibi olmamak ve erken menopoz gibi durumlar bu risk faktörleri arasında sayılabilir” dedi.

Son olarak, tanı sürecine değinen Aydemir, “Kontrol muayeneleri sırasında yumurtalıklarda kisti tespit etmek mümkündür. Ancak her kistin kansere işaret etmediğini unutmamak gerekir. Genellikle üreme çağındaki kadınlarda görülen kistlerin büyük bir kısmı zararsızdır. Kistin kansere dönüşüp dönüşmediğini belirlemek için doktor muayenesi, ultrason ve bazı kan testleri yapılabilir. Bazen manyetik rezonans görüntüleme (MR) de kullanılabilir. Kistin nasıl bir yol izleyeceği, uzman doktorun değerlendirmesiyle kararlaştırılmaktadır” şeklinde konuştu.

Aydemir, düzenli doktor kontrollerinin önemine bir kez daha vurgu yaparak, “Yumurtalık kanseri genellikle erken aşamada belirti vermemekte ve bu nedenle tanısı geç konulmaktadır. Sağ kalım oranlarının yüksek olduğu erken teşhis için düzenli jinekolojik muayene ve ultrason uygulamaları asla ihmal edilmemelidir” şeklinde sözlerini tamamladı.