Erken Yaşta Yapay Zeka Okuryazarlığıyla Dijital Dönüşüm Hedefleniyor

Uğur Okulları, müfredatlarına “Yapay Zeka Okuryazarlığı” dersi ekleyerek öğrencileri teknoloji konusunda bilinçli bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Genel Müdür Yardımcısı Ebru Divrik, bu eğitim modelinin oyun temelli, sorgulamaya dayalı ve deneyimsel öğrenme sunduğunu belirtti.

Uğur Okulları, müfredatlarına "Yapay Zeka Okuryazarlığı" dersi ekleyerek öğrencileri teknoloji

Uğur Okulları’ndan Yapay Zeka Okuryazarlığı Adımı

Uğur Okulları, müfredatlarına “Yapay Zeka Okuryazarlığı” dersini ekleyerek öğrencilerini dijital çağın gereksinimlerine hazırlamak için önemli bir adım attı. Genel Müdür Yardımcısı Ebru Divrik, bu doğrultuda yaptıkları çalışmayı “Amacımız, çocukları yalnızca teknolojiyi tüketen bireyler olarak değil; aynı zamanda bu teknolojiyi kavrayan, sorgulayan ve yönlendiren bireyler olarak yetiştirmek” sözleriyle ifade etti.

Yeni Müfredat, Ulusal Politika ile Uyumlu

Divrik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025-2029 Eğitimde Yapay Zeka Politika Belgesi ve Eylem Planı ile uyumlu olarak geliştirdikleri bu modülün önemine dikkat çekti. Ayrıca, UNESCO’nun küresel öğrenme ilkelerinden de esinlendiklerini belirtti. “Öğrencilerimiz, uygulamaya yönelik etkinliklerle teknolojiye erken yaşta aşina oluyorlar” dedi.

Deneyimsel Öğrenme Modeli ile Aktif Katılım

Ebru Divrik, “Yapay zeka, artık yalnızca mühendislerin alanı değil; öğrencilerimizin projelerinde ve oyunlarında yer alan, hayal güçlerine hitap eden bir öğrenme aracı” diyerek yeni modülün özelliklerini açıkladı. Oyun tabanlı öğrenme ve proje uygulamalarıyla desteklenen bu model, çocukların aktif katılımını teşvik etmeyi amaçlıyor. Böylece öğrenciler, “Yapay zeka nedir?” sorusuna, çok sayıda bilgi yerine deneyimlerinden ve geliştirdikleri fikirlerden yola çıkarak yanıt verebiliyorlar.

Sorgulayıcı Bireyler Yetiştirmek

Yapay zeka eğitiminde öğrencilerin, bilgi tüketicisi olmanın ötesinde sorgulayıcı ve etik değerlere sahip bireyler olarak yetişmelerine odaklandıklarını belirten Divrik, “Bu modül, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin hedeflerine ve MEB’in eylem planına uyumlu bir eğitim yaklaşımını temsil ediyor. Bilgi aktarımının ötesinde, merak uyandırmayı ve sorgulamayı teşvik eden bir yapıya sahibiz” dedi. Divrik, Bahçeşehir Üniversitesi ile yapılan iş birliği sayesinde programın bilimsel temelini güçlendirdiklerini de vurguladı. “Bu süreç sadece bir eğitim politikası değil, Türkiye’nin dijitalleşme vizyonuna büyük bir katkı sunmayı hedefleyen bir dönüşüm” ifadelerini kullandı. Bu yaklaşım sayesinde öğrenciler, hem gelecekte hem de günümüzdeki sorunlara çözüm üretebilecek donanıma sahip birer birey olarak yetişiyor.