Denizli’de 30. Türkiye Felsefe Olimpiyatı Gerçekleştirildi
Türkiye Felsefe Kurumu’nun Çocuklar İçin Felsefe Birimi tarafından 1997 yılından bu yana geleneksel olarak düzenlenen Türkiye Felsefe Olimpiyatı, bu yıl 30. edisyonu ile İbrahim Cinkaya Sosyal Bilimler Lisesi’nin ev sahipliğinde çevrimiçi olarak gerçekleşti.
Çevrimiçi Olimpiyat İçin Eş Zamanlı Sınav Merkezleri
Olimpiyat, Ankara, Antalya, Bursa, Denizli, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Mersin, Sakarya ve Samsun’da yer alan sınav merkezlerinde eş zamanlı olarak yapıldı. Felsefi düşünme becerilerini sergilemek amacıyla 536 lise öğrencisi, yazılı denemelere katılarak yarıştırdı.
Yerel Öğrencilerin Katılımı ve Felsefi Denemeler
Bölgesel sınav organizasyonu, Denizli’de İbrahim Cinkaya Sosyal Bilimler Lisesi tarafından başarılı bir şekilde yürütülmüştür. Bu süreçte öğrencilere, farklı filozoflardan seçilmiş üç dikkat çekici alıntı sunuldu ve katılımcıların bu alıntılardan birini temel alarak kapsamlı bir felsefi deneme yazmaları istendi.
Uluslararası Temsil İmkanları
Türkiye Felsefe Olimpiyatı, gençlerin sorgulama, analiz yapma ve eleştirel düşünme yeteneklerine katkıda bulunmasının yanı sıra, başarılı olan öğrencilere uluslararası platformda temsil etme fırsatı sunuyor. Yarışmada ilk 10’a giren ve yabancı dil sınavını başarıyla geçecek olan iki öğrenci, 14-17 Mayıs 2026 tarihlerinde Polonya’nın Varşova kentinde gerçekleştirilecek olan Uluslararası Felsefe Olimpiyatı’nda Türkiye’yi temsil edecek.
Dr. Yüksel Marım’dan Genç Filozoflara Etkileyici Mesaj
Etkinlik öncesinde açıklamalarda bulunan Felsefe Olimpiyatları Bölge Başkanı ve Ulusal Jüri Üyesi Dr. Yüksel Marım, öğrencilere şu sözleri iletti: “30. Felsefe Olimpiyatı’nda buluşmak için bir araya geldiğimiz bu süreç, sadece bir yarışma değil; insan aklının sınırlarını zorlayarak, bilgiye açlık ve hakikate ulaşma arzusu ile dolu bir entelektüel yolculuktur. Felsefe, çok önemli bir disiplindir. Bu yarışma, sizin için bir akademik sınavın ötesinde bir anlam taşımaktadır. Elde edeceğiniz en büyük kazanım, sadece başarı değil; düşünmeyi, sorgulamayı ve tartışmayı yaşam biçimi hâline getirmektir. Soru soran bir zihin özgürdür; eleştiren bir akıl ise güçlüdür.”


