Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Yılan Müzesi, Anadolu’nun biyolojik çeşitliliğini sergileyerek 185 sürüngen türüyle dikkat çekiyor.

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Yılan Müzesi, Prof. Dr. Kurtuluş Olgun’un 1995’te kurduğu, 185 sürüngen türüyle Anadolu’nun biyolojik çeşitliliğini vurgulayan önemli bir eğitim ve araştırma merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Müze, çevre bilincini artırmayı hedefliyor.

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Yılan Müzesi, Prof. Dr. Kurtuluş Olgun'un

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Yılan Müzesi: Anadolu’nun Biyolojik Zenginliği

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde (ADÜ) bulunan Yılan Müzesi, Anadolu’nun eşsiz biyolojik çeşitliliğini ön plana çıkararak 185 farklı sürüngen türüyle eğitim ve araştırma çalışmalarına katkıda bulunuyor.

    Yılan Müzesi, 1995 yılında Prof. Dr. Kurtuluş Olgun tarafından Fen-Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulmuştur. Müze, yalnızca eserlerini sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin zengin biyolojik çeşitliliğini artırmayı amaçlayan bir platform olarak hizmet vermektedir. Anadolu, Avrupa’nın 63 ülkesinin toplamına eşit sayıda sürüngen ve kurbağa türüne ev sahipliği yaparak önemli bir konumda yer alıyor. Bu durum, Türkiye’nin hem doğa koruma hem de araştırma faaliyetleri açısından dikkat çekici bir kaynak olmasını sağlıyor.

    Müze, sadece bir gösterim alanı olarak değil, aynı zamanda çeşitli eğitim ve araştırma etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçiler ve öğrenciler, burada bulunan sürüngen türleri hakkında kapsamlı bilgiler edinerek doğa sevgisini aşılıyor. Yılanlar, kurbağalar ve kertenkeleler gibi canlılar aracılığıyla doğa korkularını aşma ve çevre bilincini geliştirme amacı güdülmektedir.

    Prof. Dr. Kurtuluş Olgun, müzenin misyonunun yalnızca bilimsel araştırmalara katkı sağlamak olmadığını, bunun yanı sıra toplumsal farkındalık yaratmak olduğunu vurgulayarak, “Sürüngenler ve yılanlar doğanın vazgeçilmez unsurlarıdır. İnsanların bu canlılara karşı geliştirdikleri önyargılardan kurtulmalarını sağlamak ve biyolojik çeşitliliği korumanın önemini anlatmak en büyük hedefimiz” ifadesinde bulundu.