Altın ve Gümüş Piyasası, Küresel Belirsizliklerin Arttığı Dönemde Yükseliş Trendini Sürdürüyor

4 Min Read

Altın Piyasasında Yükseliş Devam Ediyor

2025 yılının sonlarına yaklaşırken, altın piyasası küresel belirsizlikler ve jeopolitik risklerin etkisiyle büyüyen bir yükseliş trendi yaşıyor. Uzmanlar, bu artışın sadece geçici bir dalgalanma olarak algılanmaması gerektiğini vurguluyor. Yatırımcıların güvenli liman arayışının altın ile birleştiği bu dönemde, değerli metalin önemi giderek artıyor.

Küresel Ekonomide Belirsizlik ve Altın

Dünya genelinde ekonomik güvenin yeniden şekillendiği bu süreçte, siyasi risklerin finansal tercihler üzerinde önemli etkiler yarattığı görülüyor. Belirsiz para politikaları, artan jeopolitik gerginlikler ve yükselen küresel borç düzeyleri, yatırımcıları somut ve evrensel değer taşıyan varlıklara yönlendirmekte. Altın, bu koşullarda yalnızca bir yatırım aracı olmanın ötesinde, küresel sistemdeki dengesizliklere karşı sağlam bir denge unsuru haline geliyor. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, altın piyasasında yaşanan hareketliliğin yüzeysel bir fiyat artışı olarak değil; daha derin bir değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğine dikkat çekiyor.

ABD Merkez Bankası gibi büyük merkez bankalarının faiz indirim takvimini belirsiz bırakması, yatırımcıların yeniden altına yönelmesine neden oluyor. Uluslararası finans kuruluşlarının raporları, küresel büyümenin yavaşlaması ve artan borçluluk ile birlikte, 2026’nın belirsizlik dönemi olabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle Orta Doğu’daki çatışmalar, Rusya-Ukrayna gerilimi ve Asya-Pasifik’teki ABD-Çin rekabeti, altını hem bir yatırım aracı, hem de sistemik risklere karşı bir koruma unsuru olarak daha da önemli kılıyor. Merkez bankalarının altın rezervlerini arttırması da, bu gelişmeleri destekleyen bir diğer faktör.

Türkiye’de Altın Fiyatları ve Makroekonomik Dinamikler

Türkiye’de ise altın fiyatları, sadece küresel unsurlardan değil, aynı zamanda yerel makroekonomik dinamiklerden de etkileniyor. Yüksek enflasyon, sıkı para politikaları ve iç taleptaki dengelenme çabaları, Türk Lirası’nın değerine yönelik belirsizliklerden dolayı altının TL cinsinden fiyatının güçlü kalmasına olanak tanıyor. Rekabetçi cari denge, rezerv yönetimi ve finansman ihtiyacı gibi unsurlar, piyasalarda dikkatle takip edilen temel göstergeler arasında yer alıyor. Bu çerçevede altın, Türkiye’de hem tasarruf aracı hem de değer koruma aracı olarak önemli bir konuma sahip. Düğün sezonunun etkisi azalmasına rağmen fiziksel altın talebinin, yatırımlar için güçlü bir şekilde sürdüğünü gösteriyor.

DEMAŞ Başkanı’ndan Altın ve Gümüş Değerlendirmesi

Ahmet Cumhur Kitiş, altın fiyatlarındaki artışın yalnızca dönemsel bir hareket olmadığını, küresel ekonomideki değişimlerin bir sonucu olarak değerlendirmektedir. Hem yurt içinde hem de dünya genelinde yatırımcıların kısa vadeli kazancın ötesinde uzun vadeli güven arayışına yöneldiğini belirten Kitiş, altının bu bağlamda ön plana çıktığını ifade ediyor. Ayrıca gümüşün de altının bir alternatifi olmanın ötesinde, sanayi ve yatırım talepleri açısından stratejik bir varlık olduğunu vurguluyor. Gümüş, özellikle yenilenebilir enerji ve yüksek teknoloji alanlarındaki kullanımı ile önemli bir talep artışı görmekte.

Altın ve Gümüş, 2025 Yılına Mutlu Bir Veda Etmeye Hazırlanıyor

Kitiş, küresel ekonomik belirsizliklerin, jeopolitik risklerin ve Türkiye’nin kendine özgü ekonomik dinamiklerinin göz önüne alındığında, altın ve gümüşün yılsonuna doğru güçlü seyrini korumasının sürpriz olmadığını belirtiyor. Altın, güvenli liman özelliği ile dikkat çekerken, gümüş de sanayi talepleri ve yatırım potansiyeli ile bu durumu tamamlıyor. 2025 yılının, kıymetli metaller açısından sadece fiyat artışlarıyla değil, stratejik farkındalıkların da arttığı bir dönem olarak geçmesi öngörülüyor. Yatırımcılar için altın ve gümüş, belirsizlik dönemlerinde denge ve güvenin simgeleri olmayı sürdürüyor.

Bu Haberi Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version