Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Ağrı’nın Hamur İlçesindeki Tarihi Hamur Kümbeti Restorasyonun Ardından Ziyarete Açıldı

    Ağrı’nın Hamur ilçesindeki tarihi Hamur Kümbeti, Osmanlı dönemine ait önemli bir yapı olarak tamamlanan restorasyonun ardından yeniden ziyarete açıldı. 1812 yılında inşa edilen bu yapının yöre halkı için büyük bir kültürel önemi bulunuyor. Yerel sakinler, eserin korunması gerektiğini vurguladı.

    Ağrı'nın Hamur ilçesindeki tarihi Hamur Kümbeti, Osmanlı dönemine ait önemli

    Hamur Kümbeti Yeniden Ziyaretçi Kabul Ediyor

    Ağrı’nın Hamur ilçesinde yer alan ve Osmanlı dönemine ait önemli bir yapı olarak bilinen Hamur Kümbeti, restorasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından kapılarını tekrar açtı.

    Tarihi Eserin Önemi

    1812 yılında inşa edildiği kaydedilen Hamur Kümbeti, etkileyici kesme taş işçiliği ve bazalt kuşak süslemeleri ile dikkat çekiyor. Bu eşsiz yapının, bölgede Türk-İslam anıt mezar mimarisinin nadir örneklerinden biri olduğu kabul ediliyor.

    Restorasyon çalışmalarının ardından tarihi eseri ziyaret eden Mehmet Ali Kaya, eserin ailevi ve kültürel açıdan büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Kaya, “Hamur ilçesinin halkıyım. Buradaki Kümbet’in olmasının en önemli sebebi, tarihsel açıdan atalarımızın inşa ettiği bir eser olması. Aynı zamanda devletimizin koruma listesinde yer alan eski bir yapı olması, bununla ilgili iki türlü sorumluluğumuz var. Hem atalarımızın eseri, hem de devletin kayıtlarda gördüğü bir eser. Son zamanlarda bu tür tarihi yapılar için belli bir önem verilse de, hala yeterince korunmadığı düşüncesindeyim. Burada çok derin bir tarih yatıyor; İshak Paşa Sarayı ile bağlantılı. Hatta efsanelerde Sürmeli Mehmet Paşa’nın Kozan’da şehit düşmesiyle ilgili hikayeler de mevcut. Resmi kayıtlara göre bu yapı 1812 tarihinde yapılmış, ancak büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla 1750-1800 dönemine ait olduğu söyleniyor. Kurtuluş Savaşı sırasında da önemli hasar gördüğünü biliyoruz. Örneğin, Yusuf Bey’in torunu olan ikinci Yusuf Bey, 40 arkadaşıyla birlikte Rus askerlerine esir düşüyor ve beş yıl esaretten sonra vatanlarına geri dönüyorlar. Sonuç olarak, bu eserler günümüze kadar ulaştı ve korunmalarının büyük bir önemi var. Biz de üzerimize düşeni yapmak adına elimizden geleni sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.