Nöbetçi Eczaneler
Tiroit Kanseri Belirtileri Hakkında Bilgiler
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Göktürk Maralcan, tiroit kanserinin belirgin bir belirtisinin bulunmadığını açıkladı. Tiroit Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla açıklama yapan Prof. Dr. Maralcan, “Tiroit kanseri, tiroit bezinin ilerleyici bir hastalığı olup, boyun lenf düğümleri ve diğer organlara yayılarak ilerleyebilir,” ifadelerini kullandı.
Risk Faktörleri ve Belirtiler
Tiroit kanserinin etiyolojisi henüz tam olarak bilinmese de, bazı bilinen risk faktörlerinin etkili olabileceğini vurguladı. Bu faktörler arasında radyasyon, aile geçmişinde tiroit kanseri ve genetik unsurlar yer aldığını belirten Maralcan, bu unsurların tedavi planlamasında dikkate alındığını ifade etti.
Prof. Dr. Maralcan, tiroit kanserinin bazı hastalarda boyunda şişlik olarak görünmesi mümkün olduğunu, bazen genel sağlık kontrolü sırasında tarama testleri ile tespit edilebileceğini dile getirdi. Ayrıca, tiroit ultrasonu ile tiroit nodüllerinin belirlenebileceğini söyledi.
Tiroit kanserinin daha az yaygın olan belirtileri arasında yutma zorluğu, ses kısıklığı, boğazda ya da boyunda ağrı, solunum problemleri ve lenf düğümlerinde şişlik bulunduğuna dikkat çekti.
Tanı Yöntemleri
Tiroit kanserinin tanı sürecindeki yöntemleri de paylaşan Prof. Dr. Maralcan, “Fizik muayene, hekim tarafından hastanın bilgileri toplandıktan sonra gerçekleştirilen elle muayene şeklinde yapılır. Kan testleri ile tiroit hormon düzeylerini değerlendirerek hastalığa dair fikir sahibi oluyoruz. Genellikle tiroit kanserlerinde hormon seviyeleri normal sınırlarda kalır,” dedi. Ayrıca, kanser şüphesi durumunda ultrason tetkikinden faydalanarak ince iğne aspirasyon biyopsisi uygulandığını belirtti.
Tedavi Seçenekleri
Tiroit kanserine yönelik tedavi yöntemlerinin başında cerrahi geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Maralcan, “Cerrahinin kapsamı, kanserin türü ve hastanın özelliklerine göre belirleniyor. Bazı hastalarda yalnızca tek taraflı tiroit lobu çıkarılabilir. Bu genellikle papiller mikrokanser hastalarına uygulanır,” şeklinde konuştu.
Bilateral total tiroidektomi işlemi, birçok tiroit kanseri hastası için standart tedavi yöntemidir. Bu operasyonun yanı sıra, hastalığın boyun bölgesindeki lenf düğümlerine sıçradığı durumlarda boyun diseksiyonu ameliyatı da gerçekleştirilebilir. Özellikle medüller kanserlerde bu lenf bezleri de alınarak tedavi sürecine dahil edilir.
Prof. Dr. Maralcan, radyoaktif iyot ablasyonunun, papiller ve foliküler kanser hastalarında nüks riski yüksek olanlarda kullanılan bir tedavi seçeneği olduğunu belirtti. Bu tedavi, ameliyat sonrası geride kalan mikroskobik tümörleri yok etmeyi hedeflerken, ileri evrelere geçen durumlarda daha yüksek dozlarla uygulanır.
Kemoterapinin ise tiroit kanserinde etkili olmadığını dile getirerek, yalnızca metastatik evrede sınırlı fayda sağladığını ifade etti. “Cerrahi dışındaki tedavi yöntemleri sınırlı sayıda hastaya özel olarak uygulanıyor,” şeklinde uyarıda bulundu.
Son olarak, tiroit kanseri tedavisinin ardından hastaların tiroit hormonlarını uzun süre kullanmak zorunda kalacaklarını belirten Prof. Dr. Maralcan, zamanında teşhis ve uygun tedavi ile hastaların sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini vurgulayarak, tiroit kanserine dair farkındalık oluşturmanın önemine dikkat çekti.