Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Toplandı
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden gelen sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk ve Kürt halklarının ortak bir değerinin Müslümanlık olduğunu vurgularken, “Kardeşliği zedeleyecek her türlü söz ve davranışı kesin bir dille reddediyoruz. Yeni bir sürecin başlangıcındayız. Bu ülkede Türkler ve Kürtler arasında fitneler yaratılmaya çalışıldı. Her acının arkasında kimler olduğuna dair detaylı tartışmalara girmeden, bu milletin çok büyük acılar yaşadığını belirtmek zorundayız. On binlerce insan hayatını kaybetti, birçok insanımız şehit oldu. Analar çokça ağladı; artık analar ağlamasın” şeklinde konuştu.
Kürtlerin Zorunlu Göçü ve Etkileri
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği Başkanı Murat Sarı, Kürtlerin Avrupa ve Amerika’ya sığınma taleplerinin olduğunu belirtti. Sarı, “Bu süreçle birlikte bazı travmalar da beraberinde geldi. Zorunlu göç, bireylerde depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlara yol açtı. Kültürel uyum programları, göç edilen yerlerde dil ve kültür farklılıklarından dolayı zorluklar yarattı. Kadınlar ve çocuklar bu durumdan en çok etkilenen gruptur. Göç eden kadınlar düşük ücretli, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalan ve sosyal izolasyon gibi sorunlarla karşılaşan bireyler oldular. Çocukların eğitim hayatları da kesintiye uğramış, psikolojik sorunlarla başa çıkmak zorunda kalmışlardır. Ayrıca işsizlik ve ekonomik sıkıntılar, bu sürecin getirdiği zorluklarla birleşerek daha da artmıştır. Göç eden kişiler, kendi topraklarında tarım ve hayvancılık yaparken, kentlere geldiklerinde vasıfsız işlerde çalışmak zorunda kalmışlar ve bu da onları sosyal mutsuzluklarla yüz yüze getirmiştir” ifadelerini kullandı.
Kardeşliğin Temelleri ve İslamın Vurgusu
Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu Temsilcisi Abdullah Sağır, İslamın kardeşlik mesajının ana kaynağını ortaya koydu. Sağır, “İslam; tüm insanları, bir erkek ve bir dişiden yarattığımızı belirtmektedir. Hepimizi Adem’in çocukları olarak kabul etmekte, etnik ve inanç bakımından tek bir topluluğun parçaları olduğumuzu vurgulamaktadır. Bu farklılıkların, yüce Allah’ın varlığının ve birliğinin nişaneleri olduğunu ifade etmekteyiz. İslam, bize kardeş olarak yaşamayı emretmektedir; bu bağlamda barışın sağlanması ve kardeşlik haklarının korunması önceliğimizdir. Kur’an, Türk, Kürt ve Araplar dahil herkesin Adem’in çocukları olduğu gerçeğini kabul eder. İslam dininde zorlama yoktur; bu nedenle farklı inançlara sahip olanlarla eşit bir diyalog geliştirmekteyiz. İbadet ederken ruhlarımızın kibirden uzak, sevgiyle yaklaşması gerektiğini belirtmektedir” şeklinde açıklamalarda bulundu.