Sonbahar Alerjisi Yönetilebilir: Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu’ndan Etkili Önlemler ve Tedavi Yöntemleri

Sonbahar Alerjisi Yönetilebilir Bir Sorun

Göğüs Hastalıkları alanında uzmanlaşmış olan Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, sonbahar alerjisinin kontrol edilebilir bir sağlık meselesi olduğunu ifade ederek, uygun tedavi yöntemleri ve temel önlemlerle bu şikayetlerin yüzde 80 oranında azaltılabileceğini dile getirdi.

Sonbaharın Alerjik Etkileri

Sonbahar ayları, yaprakların dökülmesi ve havanın serinlemesiyle birlikte pek çok kişi için alerji mevsimini temsil ediyor. Memorial Antalya Hastanesi’nde görevli olan Dr. Keleşoğlu, “Sonbahar alerjisine bağlı sorunlar, doğru yaklaşım ile yüzde 70-80 oranında hafifletilebilir” şeklinde bilgi verdi.

Alerjinin Belirtileri ve Risk Grupları

Keleşoğlu, sonbahar alerjisinin genellikle mevsimsel alerjik rinit (saman nezlesi) olarak adlandırıldığını belirterek, bağışıklık sisteminin polenler, küf sporları ve ev tozu akarları gibi faktörlere aşırı tepki verdiğini ifade etti. Bu tür tepkiler, hapşırma, öksürme, burun tıkanıklığı, göz sulanması ve astım ataklarının tetiklenmesi gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

Özellikle genetik yatkınlığı bulunan insanlar, astım hastalığı olanlar, çocuklar, yaşlı bireyler ve nemli ortamlarda yaşayan kişiler sonbahar alerjilerine karşı daha duyarlı olduğunu belirten Keleşoğlu, “İlkbahar alerjisi geçmişi olanlar, sonbaharda yeniden rahatsızlık yaşayabilir” uyarısında bulundu.

Mevsimsel Kirlilik ve Uzun Süreli Şikayetler

Keleşoğlu, sonbahar alerjilerinin genellikle Eylül ve Ekim aylarında yoğunlaştığını, ancak kış mevsiminde de küfler ve ev tozu akarları nedeniyle devam edebileceğini belirtti. Tedavi edilmediği takdirde bu semptomların haftalarca sürebileceği konusunda halkı bilgilendirdi.

Şikayetleri Azaltmanın Yolları

Uzm. Dr. Keleşoğlu, şikayetleri azaltmak adına yapılması gerekenlere dair önerilerde bulundu. “Polen yoğunluğunun yüksek olduğu günlerde dışarı çıkılmamalı, pencereler kapalı tutulmalı ve klima filtreleri düzenli olarak değiştirilmeli. Evdeki nem oranını yüzde 30-50 aralığında kontrol ederek küf oluşumunu engellemek önemli. Dışarıdan döndüğünüzde kıyafetlerinizi değiştirmeyi unutmayın ve duş almayı ihmal etmeyin. Antihistaminik ilaçlar, burun spreyleri ve alerji aşıları ise etkili tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Ayrıca, astım riskinin söz konusu olması durumunda inhaler kullanımı önerilmektedir” dedi.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirmenin Önemi

Beslenme alışkanlıklarının da önemine değinen Keleşoğlu, “C vitamini içeren meyveler, omega-3 yağ asitleri, probiyotikler ve D vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirerek alerjilere karşı dolaylı fayda sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.