Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Dijital Bağımlılık: Psikiyatrist Dr. Oğuzhan Tüzün, Ergenler Üzerindeki Etkilerini Anlattı

    Uzm. Dr. Oğuzhan Tüzün, dijital bağımlılığın bireysel ve toplumsal bir sorun olduğunu vurgulayarak, özellikle ergenlerin sosyal medya baskısı nedeniyle kaygı ve depresyon riskiyle karşılaştığını belirtti. Bu durumun önüne geçmek için dijital hijyen ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini ifade etti.

    Uzm. Dr. Oğuzhan Tüzün, dijital bağımlılığın bireysel ve toplumsal bir

    Dijital Bağımlılık: Bireysel Değil, Toplumsal Bir Tehdit

    Psikiyatri alanında uzman olan Dr. Oğuzhan Tüzün, dijital bağımlılığın sadece şahsi bir sorun olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir mesele haline geldiğini vurguladı. Dr. Tüzün, “Ergen yaş grubundaki bireyler, kimlik gelişim sürecinin en kritik aşamasında oldukları için sosyal medya üzerindeki beğeni ve takipçi sayılarına karşı duydukları baskıyı oldukça yoğun bir biçimde hissediyorlar. Gerçek sevgi ve bağlılığın göstergesi, algoritmaların oluşturduğu sanal verilerle sınırlı hale geliyor. Bu da kaygı, depresyon ve yalnızlık gibi risk faktörlerini artırıyor.” şeklinde konuştu.

    Teknoloji Bağımlılığı ve Hayatımızdaki Tehlike

    Teknolojinin hayatımıza entegre edilmesi son derece hızlı bir şekilde ilerlemekte. Akıllı telefonlar, sosyal medya ve çevrimiçi oyunlar gündelik yaşamın ayrılmaz parçaları haline geldi. Ancak bu durumun beraberinde getirdiği en büyük risk, dijital bağımlılık. Bireylerin yaşamlarını tehdit eden bu bağımlılık ile ilgili olarak Uzm. Dr. Tüzün, beynimizin evrimsel süreç boyunca ödüllere göre şekillendiğini belirtti. “Sosyal medya bildirimleri veya oyun başarıları gibi yapay uyarıcılar dopamin salınımına sebep olmaktadır. Bu mekanizma, beynin daha fazla uyarana yönelik istek duymasına yol açarak, bir bağımlılık döngüsü yaratmaktadır.” dedi.

    Sosyal Medyanın Etkileri ve Ergenler Üzerindeki Baskı

    Uzm. Dr. Tüzün, sosyal medyanın insanın ait olma ihtiyacını karşılamak üzere kurgulanmış bir yapı olduğunu ifade ederken, bunun sonucunda sürekli bir karşılaştırma döngüsü oluşturduğunu kaydetti. “Yetişkinlerin yanı sıra ergenler, kimlik gelişiminin en kırılgan dönemindeyken beğeni ve takipçi baskısına maruz kalıyorlar. Bunun sonucunda gerçek sevgi ve saygı algımız, sanal ortamdaki sayılarla sınırlı hale geliyor. Bu durum da kaygı ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkların artmasına neden olabiliyor.” şeklinde uyardı.

    Oyun Oynama Bozukluğu: Artan Bir Sorun

    Uzm. Dr. Tüzün, çevrimiçi oyunların yalnızca bir eğlence unsuru olmadığını, aynı zamanda sosyal etkileşim sunduğunu belirtti. “Ancak bu oyunların, bireylerin gerçek yaşam görevlerini ihmal etmesine yol açması kritik bir risk. Dünya Sağlık Örgütü, 2019 yılında ‘Oyun Oynama Bozukluğu’nu resmi bir tanı olarak kabul etti ve bu durumun altında yatan nedenler arasında, gençlerin derslerini ihmal edip uyku düzenlerini bozması yer alıyor.” dedi.

    Dijital Bağımlılıkla Mücadelede Çözüm Yolları

    Dijital bağımlılık ile başa çıkmanın en etkili yolu bilinçli bir kullanım olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Tüzün, günlük ekran sürelerinin belli bir süreyle sınırlandırılması ve “ekransız alanlar” oluşturulmasının önemli adımlar olduğunu ifade etti. Ebeveynlerin kendi ekran sürelerini yönetmesinin, çocuklara örnek olma açısından kritik olduğunu vurgulayan Tüzün, spor, sanat, kitap okuma ve yüz yüze etkileşim gibi alternatiflerin bu dengeyi sağlamada yardımcı olabileceğini söyledi. Bununla birlikte, eğer günlük hayatta ciddi işlev kaybı yaşanıyorsa, psikoterapi ve gerektiğinde medikal tedavi yollarının devreye girmesi gerektiğine dikkat çekti. Uzm. Dr. Tüzün, dijital bağımlılığın yalnızca bireysel bir sorun olarak ele alınamayacağına, bu meselenin teknoloji şirketlerinin politikaları ve toplumun eğitim düzeyi ile şekillendiğine işaret etti. Bu nedenle çözümün çok boyutlu olduğunu belirtti. Aileler, öğretmenler, sağlık çalışanları ve yasa koyucuların ortak bir sorumluluk taşıdığını ifade eden Tüzün, etik dijital tasarımlar ve bilinçlendirme kampanyalarının şart olduğunu ekledi.