Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Sosyal kaygı ve asosyalliğin artışı, dijital dünyadaki bağlantıların yetersizliğine işaret ediyor

    Psikolog Deniz Yetkinoğlu Gültekin, dijitalleşmenin etkileriyle anlamlı sosyal bağlar kurmanın zorlaştığını belirtti. Sosyal kaygının, asosyalliğin temel nedeni olduğunu ve doğru psikoterapi yöntemleri ile bu durumun iyileştirilebileceğini vurguladı.

    Psikolog Deniz Yetkinoğlu Gültekin, dijitalleşmenin etkileriyle anlamlı sosyal bağlar kurmanın

    Eskişehir’de Psikolog Deniz Yetkinoğlu Gültekin’den Sosyal Kaygı Açıklamaları

    Psikolog Deniz Yetkinoğlu Gültekin, dijitalleşen çağda insanların yüzeysel ilişkiler kurma konusunda sıkıntı yaşadığını belirtti. “Birçok insan, yalnızlık hissi nedeniyle geri çekilme eğiliminde” diyen Gültekin, bu durumun yalnız olmanın değil, yalnız hissetmenin bir sonucu olduğuna dikkat çekti.

    Modern Yaşamın Getirdiği Sosyal Korkular

    Psikolog Gültekin, asosyalliğin yükselişi üzerinde de durarak, sosyal kaygı kavramını açıkladı. “Kişiler, toplumsal etkileşimlerde gözlenme endişesi taşıyabilirler. Bu tür durumlar; alışveriş yaparken konuşmaktan, sunum yapmaya kadar birçok etkinlikte kaygıyı artırıyor” dedi. Sosyal kaygının genellikle başkaları tarafından kabul edilme isteğiyle ilişkili olduğunu belirten Gültekin, “Kişi, sosyal bir ortamda bulunduğunda çevresindekilerin tepkilerine yoğun bir şekilde dikkat kesiliyor” ifadesini kullandı.

    Kaygının Etkileri ve Sonuçları

    Sosyal kaygı yaşayan bireylerin, “Beni onaylıyorlar mı?” veya “Yanlış bir şey mi söylüyorum?” gibi düşüncelerle küçük sosyal etkileşimleri bile tehdit olarak algılayabildiğini belirten Gültekin, “Bu durum, kişinin performansını olumsuz etkileyen bir döngü yaratıyor” dedi. Kaygı arttıkça yaşanan fiziksel belirtilerin, kalp çarpıntısı ve zihinsel dağınıklığı beraberinde getirdiğini vurguladı.

    Cinsiyet Farklılıkları ve Sosyal Kaygı Verileri

    Türkiye Ruh Sağlığı Araştırması sonuçlarına değinen Psikolog Gültekin, “Sosyal kaygının yıllık yaygınlığı kadınlarda yüzde 2.3, erkeklerde ise yüzde 1.1 olarak tespit edildi. Ancak tedaviye başvuranların çoğunluğunu erkekler oluşturuyor” bilgisini verdi. Gültekin, bunun arkasında yatan nedenin toplumsal cinsiyet algısı olduğunu belirtti. “Erkekler daha atılgan olmaları beklediğinden, sosyal kaygı belirtileri daha fazla rahatsızlık verir” diye ekledi.

    Dijital Dünyada Sosyal Çekilme

    Psikolog Gültekin, sosyal geri çekilmenin sosyal kaygının doğal bir sonucu olduğunu ifade etti. “Modern yaşamın sunduğu zorluklar, aşırı iş yükü ve duygusal yorgunluk da bu durumu besliyor” dedi. “Sosyal araştırmalar, dijital dünyada zayıf sosyal bağların ortaya çıkmasına neden olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, ‘Yalnız olduğum için değil, yalnız hissettiğim için geri çekiliyorum’ anlayışına dönüşebilir” diye belirtti.

    Çözüm Yöntemleri: Psikoterapi ve Sosyal İlişkiler

    Sosyal medya kullanımının getirdiği karşılaştırma kültürünün, kişilerin kendilerini kötü hissetmelerine neden olduğunu söyleyen Gültekin, “Asosyallik, kaygı ve tükenmişliğin birleşik bir sonucu olarak ortaya çıkıyor” dedi. Doğru psikoterapi yöntemleri ile sosyal kaygının yönetilebileceğini vurgulayan Gültekin, bilişsel terapilerin bu süreçte fayda sağladığını belirtti.

    Asosyallik: İnsan Doğasının Bir Yansıması

    Psikolog Gültekin, “Asosyallik, bireyin zayıflığı değil, modern yaşamın karmaşık taleplerine bir insani tepki olarak değerlendirilmelidir” diyerek, sosyal ilişkilerin önemine vurgu yaptı. “Bu ilişkilerin, kişinin psikolojik iyilik hâli üzerinde olumlu etkisi vardır” diye ekledi.