Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    İzmir Fayı, Şehrin Deprem Riskinin En Yüksek Noktası Olarak Belirtiliyor

    Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’deki en tehlikeli fayın İzmir fayı olduğunu belirtti. Bu fay, kentin önemli bir kısmını etkileyebilir. Güncellenmesi gereken deprem master planının ise son 25 yılın yapılaşmasını yansıtmadığını vurguladı. Sındırgı’daki depremler, ölü fayların yeniden harekete geçişine neden olabilir. Bu durum, İzmir için potansiyel riskler taşımaktadır.

    Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir'deki en tehlikeli fayın İzmir fayı

    İzmir Fayları Hakkında Önemli Açıklamalar

    Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir için en riskli fayın İzmir fay hattı olduğunu vurguladı. Bu fay, Güzelbahçe’den başlayarak Balçova, Narlıdere, Konak, Altındağ ve Pınarbaşı’na kadar uzanıyor. Kuzey eğimli yapısıyla bu fay, tüm körfezi etkileyebilme potansiyeline sahip ve hareket etmesi durumunda en yüksek can kaybına yol açabilir.

    İzmir için Deprem Master Planı Yenilenmeli

    Dokuz Eylül Üniversitesi’nde düzenlenen Bilim Kafe Sohbetleri’nde konuşan Prof. Dr. Sözbilir, İzmir için 2000 yılında hazırlanan ilk deprem master planının üzerinden 25 yıl geçtiğine dikkat çekti. Bu durum, günümüzdeki yapıların çoğunun bu planda yer almadığını gösterdiğini belirtti. Son 25 yıl içerisinde oluşan yapılaşmanın mevcut master planda dikkate alınmadığını ifade eden Sözbilir, bu başvuru belgesinin bilimsel ve teknik açıdan güncellenmesi gerektiğini vurguladı. İzmir’deki ve Türkiye genelindeki yapıların yaklaşık %60’ının depreme dayanıklı olmadığını belirtirken, bu oranın her deprem anında kentin tamamen etkileneceği anlamına gelmediğini de sözlerine ekledi.

    Sındırgı’ın Depremleri ve Ölü Faylar

    Sözbilir, fayların doğası gereği zamanla “ölmesi” ve daha sonra tekrar aktif hale gelmesinin mümkün olduğunu belirterek, son günlerde Sındırgı bölgesinde meydana gelen 20 binden fazla depremin bu duruma bir örnek teşkil ettiğini ifade etti. İlk 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından, artçı sarsıntılar sonucunda daha önce haritalanmamış olan fayların kırıldığını açıkladı. Bu durum, bilim insanları tarafından “hangi fay kırıldı?” sorusunun yanıtının bulunamadığı bir an beklenmedik olayı beraberinde getirmiştir. Sözbilir, bölgedeki jeolojik tetikleyicilerle birlikte yeni bir deprem riskinin yükseldiğini belirtti.

    İzmir Fayı ve Tehlike Seviyesi

    İzmir’deki fayların çoğunun uzun aralıklarla depremler ürettiğini ve bu nedenle “tembel” olarak adlandırılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, bu şartların bazı avantajlar sunduğunu kaydetti. İzmir fayı gibi fayların, Kuzey Anadolu Fay Zonu gibi sürekli büyük depremler oluşturmayan yapılar olduğuna dikkat çekti. İzmir fayı, tarihsel olarak son depremini 1688 yılında yaşadı ve en az 1000 yıllık bir aralığa sahip olduğu için yakın gelecekte büyük bir deprem riski taşımadığı düşünülüyor. Bununla birlikte, Tuzla fayı ve Seferihisar-Gülbahçe fayı gibi diğer fayların durumlarının daha tehlikeli olduğunu vurguladı.

    Bu yapıların ve risklerin bilinmesi, doğru yerleşim kararları alanında büyük bir önem arz ettiğini belirten Sözbilir, İzmir’deki fayların jeolojik açıdan tanınmasının kritik bir aşama olduğunu ifade etti.