Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’nde Önemli Açıklamalar
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, 17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’ne dikkat çekerek, bireylerdeki akciğer nodüllerinin büyüklüğünün kanser olma olasılığını artırdığını ifade etti. Uluışık, “İyi huylu nodüller için gereksiz cerrahi müdahale yapmaktan kaçınılmalıdır. Fakat, kötü huylu nodüllerde erken tanı koyulması ameliyat sonrası sağ kalım süresini uzatabilir” dedi.
Gelişen Teknolojinin Önemi
Liv Hospital Samsun’da görev yapan Dr. Aziz Uluışık, güncel bilgisayarlı tomografi cihazlarının akciğerlerdeki nodülleri tespit etmenin daha da kolaylaştığını vurguladı. “Kötü huylu nodüllerin olabildiğince erken teşhisi yapılır ve cerrahi müdahale gerçekleştirilirse sağ kalım oranları artış gösterir. İyi huylu nodüllerde ise gereksiz ameliyatlardan kaçınmak oldukça önemlidir. Nodül saptandığında ne tür bir yaklaşım sergileneceği büyük bir öneme sahiptir” dedi. Akciğer tomografilerinde, hastaların yaklaşık yüzde 30’unun bir veya daha fazla nodül tespit edilebileceğini, ancak bunların önem derecesinin belirlenmesinin bazen zorlayıcı olabileceğini kaydetti.
Nodül Boyutunun Önemi
Uzm. Dr. Uluışık, nodülün boyutunun bilhassa önemli olduğuna dikkat çekti. “3 mm ve daha küçük olan nodüllerin kansere yol açma ihtimali yalnızca yüzde 0,2’dir. 8-20 mm boyutlarındaki nodüllerde bu oran yüzde 18’e kadar çıkarken, 20 mm’den büyük olan nodüllerde kansere yakalanma ihtimali yüzde 64’ü aşmaktadır. Nodül takibinde eski tomografilerin karşılaştırılması büyük önem taşır. Eğer nodül boyutunda yüzde 25’ten fazla bir artış görülürse kanser riski yüksek demektir. Ayrıca, nodülün kenarlarının düzgün olup olmadığını değerlendirmek de önemlidir; kenarı düzensiz olan nodüllerin kanser riski 5 kat kadar fazladır. Nodül içinde kireçlenme varsa bu durum genellikle iyi huylu olduğunu göstermektedir ve takip süresi 2-3 yıl, bazı durumlarda ise 5 yıl boyunca değişiklik olmaması halinde ek incelemeye gerek yoktur” şeklinde bilgi verdi.
Kanser Riskinin Tespiti
Uluışık, akciğer grafisi veya tomografide büyüme görmekle birlikte, herhangi bir sakınca yoksa her nodül için doku örneği alınması gerektiğini belirtti. “Her büyüyen nodülün kanser ihtimalinin arttığını göz önünde bulundurmak zorundayız. Bu bağlamda, cerrahi veya radyolojik biyopsi yapılması gereklidir. Kansere dair yüksek risk taşıyan nodüllerde cerrahi müdahale, hastanın hayatını kurtarabilir. Özellikle 40 yaş üstü, sigara içen veya içmiş olan kişiler, ailelerinde kanser öyküsü bulunan kişiler yüksek risk grubundadır. Sigara içmenin miktarı arttıkça kanser gelişimi riski de artmaktadır. Hekimler, görsel bulgulara dayanarak nodülün özelliklerine ve dolayısıyla kanser riskine dair değerlendirme yaparak hastaların izleme sürecini belirler” diye konuştu. Her hastanın ve nodülün değerlendirilmesinin ayrı olması gerektiğinin altını çizen Uluışık, her durumu farklı risk sınıfları üzerinden değerlendirmek gerektiğini vurguladı.


