Televizyon, Türkiye’nin Medyasındaki Gücünü Sürdürüyor
RTÜK’ün yayınladığı “Medyametre Medya Kullanım Alışkanlıkları Araştırması-2024” sonuçları, Türkiye’de medya tüketiminde önemli değişiklikler meydana gelse de televizyonun hâlâ etkisini sürdüğünü gözler önüne serdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Aysun Kaya Deniz, televizyonun toplum nezdindeki konumunun sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda güvenle ilgili bir mesele olduğunu vurguladı.
Televizyonun Erişilebilirliği ve Güvenilirliği
Dr. Öğr. Üyesi Deniz, özellikle orta yaş ve üstü bireyler için televizyonun “gündelik yaşamın bir parçası, erişimi kolay ve güvenilir bir mecra” olmaya devam ettiğini aktardı. Dijital platformlarda yayılan doğrulanmamış bilgilerin, televizyonun kurumsal yapısının önemini artırdığını ifade eden Deniz; “Televizyondaki içerikler, hala toplumun haber gündemini şekillendiriyor. Bu içerikler profesyonel bir denetimden geçerek, hedef kitlenin gözünde ‘resmi ve doğrulanmış bilgi’ olarak kabul ediliyor. Buna karşın dijital dünyada sahte hesapların varlığı ve yanlış bilgilerin çoğalması, bilgi kirliliğini arttırıyor. Bu durum, geleneksel medyaya olan güveni canlı tutuyor” dedi.
Dijitalleşme ve Televizyonun Geleceği
Dijitalleşmenin hızla yayıldığını kabul eden Deniz, televizyonun geniş bir yaş grubu içerisinde hâlâ önemli bir yer tuttuğunun altını çizdi. Ayrıca, televizyon ve dijital medya arasındaki dengelerin önümüzdeki yıllarda tekrar biçimlenebileceğini, ancak bu sürecin kademeli bir şekilde gerçekleşeceğini belirtti.
Dr. Öğr. Üyesi Deniz, özellikle 65 yaş ve üzerindeki bireylerin günde ortalama 5 saat televizyon izlediğini kaydederek, bu durumu kuşaklar arasındaki dijital uçurumla ilişkilendirdi. “Dijital ortamda doğan genç nesil için sosyal medya doğal bir etkileşim alanı iken, 65 yaş üstü için dijital medya çoğu zaman karmaşık ve güvenilmez bir ortam olarak değerlendirilmekte” açıklamalarında bulundu.
Gençlerin Dijital Medya Tüketim Alışkanlıkları
Araştırmanın önemli bir diğer bulgusu ise genç kuşakların sosyal medyayı günde 4 saatten fazla kullandığıdır. Dr. Öğr. Üyesi Deniz, genç bireylerin haber alma yöntemlerinin köklü bir değişim geçirdiğini ifade ederek, “Sosyal medya kullanıcıları pasif izleyicilerden ziyade aktif içerik katılımcılarına dönüşüyor. Ancak, bu durum bilgiye erişimi kolaylaştırmasının yanı sıra bilgi kirliliğini de artırıyor” şeklinde yorumladı. Dijital okuryazarlığı yüksek bireylerin bu tehditleri bir nebze yönetse de, genç kuşak için geçersiz bilgi riski oldukça büyük.
Televizyon ve Yeni Medya Düzeni
Dijital platformlara olan ilginin artması, televizyon yayıncılığını doğrudan etkiliyor. Dr. Öğr. Üyesi Deniz, akıllı televizyonların yaygınlaşmasıyla birlikte isteğe bağlı içeriklere erişimin kolaylaştığını ve bu platformların yüksek kalitede ve özgün yapımlarla izleyici ilgisini çektiğini belirtti. Bu gelişmelerin, televizyon kanallarını daha kaliteli ve yenilikçi içerikler üretmeye yönlendirdiğini ifade etti.
Son olarak, Türkiye’deki medya kullanım alışkanlıklarının gelecek 5-10 yıl içerisinde dijitalleşme yönünde ilerleyeceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Deniz, “Dijitalleşme yaşamın her alanına yayılıyor, ancak televizyon gibi geleneksel medyanın tamamen ortadan kalkması kısa vadede mümkün görünmüyor. Gençler dijital ağırlıklı bir tüketim modeli benimserken, orta ve üst yaş kesimi için televizyon hâlâ en önemli referans noktası” ifadelerinde bulundu. Türkiye’nin medya ekosisteminin hibrit bir yapıya evrileceğini dile getiren Deniz, geleneksel ve dijital mecraların bir arada var olacağı yeni bir dönemin başladığını vurguladı.
ZEHİRLENME OLAYININ ARDINDAN HAYATINI KAYBEDEN ANNE VE ÇOCUKLARI YAN YANA DEFNEDİLİRKEN, ANNE VE KÜÇÜK KIZININ MEZAR TAŞLARINA SARILAN GELİN DUVAĞI İSE GÖRENLERİN İÇİNİ SIZLATTI.
TÜRKİYE MİLLİ OLİMPİYAT KOMİTESİ (TMOK) BÜNYESİNDE BİR KOMİSYON OLARAK İŞLEVİNİ YÜRÜTEN, TÜRKİYE’DE FAİR PLAY FELSEFESİNİ TANITIP YAYGINLAŞTIRMAK, FAİR PLAY’İN BİR KÜLTÜR VE YAŞAM BİÇİMİ OLDUĞUNU ANLATMAK İÇİN TÜRKİYE’DE KURULUŞU GERÇEKLEŞEN FAİR PLAY KOMİSYONU 44 YILI GERİDE BIRAKTI.
TÜRKİYE MİLLİ OLİMPİYAT KOMİTESİ (TMOK) BÜNYESİNDE BİR KOMİSYON OLARAK İŞLEVİNİ YÜRÜTEN, TÜRKİYE’DE FAİR PLAY FELSEFESİNİ TANITIP YAYGINLAŞTIRMAK, FAİR PLAY’İN BİR KÜLTÜR VE YAŞAM BİÇİMİ OLDUĞUNU ANLATMAK İÇİN TÜRKİYE’DE KURULUŞU GERÇEKLEŞEN FAİR PLAY KOMİSYONU 44 YILI GERİDE BIRAKTI.





